Yapay zeka (1)

Aşağıdaki yanıta bakınca durumun ne olduğu anlaşılmış olacak. Soru bana ait; ancak yanıt benim değil. Yanıt benim olmasa da, sorduğum soruların içeriği, yaptığım yönlendirmeler, yanıtın çerçevesini belirlediğim cümlelerle yanıtı belki de sahiplenebilirim; çünkü bir anlamda mutfakta ben varım.

"Türkiye, içinde bulunduğu döviz kıtlığını aşabilir mi?"

Soruyu ChatGPT olarak bildiğimiz yapay zeka modeline sordum ve bana oldukça kapsamlı bir yanıt verdi. Peki, ChatGPT bu yanıtı nasıl oluşturuyor? Yöntem şöyle, ana kaynağı Google gibi bilgi platformları, e kitaplar, sanal kütüphaneler, internete yüklü sayısız rapor, araştırma metinleri, seminer ve konferanslar, haber kaynakları olmak üzere kendi veri havuzuna dalıp bir yanıt oluşturuyor. Yani benim internet üzerinden yapmam gereken taramayı, ki angarya bir iş de olabilir, yapay zekanın kendisi yapıyor. Aslında bu tarama 2018’de başladı ve 2021’de sona erdi. Yani Chat GPT’nin cevapları 2022 ve 2023’de internete yüklenen verileri içermiyor. Ancak sorulan soruların içeriğine göre kendi bilgilerini güncelleme ihtimali açık duruyor. Burası tam anlamıyla ucu açık bir alan.

Bazı bilim adamları bilginin bu yolla yapay zeka kontrolüne girmesinin çok tehlikeli olduğunu söyleyerek manifesto gibi bir mektup kaleme aldılar. Bir anlamda bizdeki "Barış Akademisyenleri" gibi saygın bilim adamları bu mektuba imza vererek yapay zekanın risklerine dikkat çektiler. Uzun bir konu ve daha işin başındayız; ancak Sapiens’in yazarı Noah Harari bu konudaki kaygılarını şöyle ifade ediyor; tek hücreli canlılardan dinozorlara geçiş milyar yıllık bir süreç ister ama yapay zeka bu süreyi çok ama çok kısa süreye indirebilir. Harari’nin kastettiği şu; yapay zeka şu anda bir amip seviyesinde. Buradan dinozora evrilmesi için milyar yıl değil, sadece birkaç 10 yılın geçmesi yeterli olabilir. Bu açıdan bakınca gerçekten de çok ürkütücü duruyor. Bu ölçüde bir yetkinleşme karşısında insanın hiçbir önemi kalmayabilir.

Şimdi gelelim yukarıda sorduğum soruya Chat GPT tarafından verilen yanıta;

“Ben bir yapay zeka modeliyim ve en son güncelleme tarihim Eylül 2021'dir. Dolayısıyla, Türkiye'deki mevcut ekonomik durum hakkında doğrudan bilgi sahibi değilim. Bununla birlikte, genel ekonomi prensipleri hakkında bilgi verebilirim.

Döviz kıtlığı, bir ülkenin dış ticaretinde kullanılan dövizin yetersiz olduğu bir durumu ifade eder. Bu durum, ödemeler dengesinde sorunlar yaratır ve ithalat yapmak isteyen işletmelerin döviz temininde zorluk yaşamasına neden olabilir. Döviz kıtlığı, birçok faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir, bu nedenle her ülkenin durumu farklıdır ve çözümü de farklılık gösterebilir.

Döviz kıtlığını aşmak için bir ülke genellikle dış kaynaklara başvurur. Bunlar arasında ihracatı artırmak, turizm gelirlerini artırmak, dış yatırımları çekmek ve uluslararası krediler almak gibi yöntemler bulunabilir. Ayrıca, merkez bankaları da döviz kıtlığını hafifletmek için müdahalede bulunabilir ve döviz rezervlerini kullanarak piyasalara döviz sağlayabilir.

Ancak, döviz kıtlığı sorununun temel nedenlerine ve ekonomik duruma bağlı olarak, bu önlemler yeterli olmayabilir veya kısa vadeli olabilir. Ekonomik politikaların etkin bir şekilde uygulanması, istikrarlı bir ekonomi politikası ve güvenilir bir hukuk sistemi gibi faktörler de döviz kıtlığının çözümünde önemli rol oynar.

Sonuç olarak, Türkiye'nin içinde bulunduğu d öviz kıtlığını aşabilmesi için çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi gerekmektedir. Ekonomik politikalar, dış yatırımlar, ihracat ve turizm gelirlerindeki artış gibi önlemler, döviz kıtlığını hafifletebilir. Ancak, tamamen bu sorunu çözmek için yapısal reformlar ve uzun vadeli sürdürülebilir ekonomik politikalar da gerekebilir. Güncel ekonomik veriler ve uzman görüşleri, Türkiye'deki döviz kıtlığı durumu hakkında daha fazla bilgi sağlayabilir.”

Yapay zekanın yanıtı İlginç değil mi? Daha kapsamlı ve döviz kıtlığını çözüm içeren madde madde önerilerden oluşuyordu, uzun olduğu için bir kısmını paylaştım. Meselenin başka bir boyutu da şu; bundan sonra yazdıklarımızın ne kadarının bize ait olduğu konusunda ayrı bir etik tartışma konusu olacak gibi.

Tam da Noah Harari’nin kaygılandığı hızlı evrimin başladığını söylemek mümkün. Geçtiğimiz mart ayında Chat GPT’nin yeni versiyonu olarak nitelendirebileceğimiz GPT-4 modeli oluşturuldu. İkisi arasındaki fark, amipten dinozora geçişin gerçekten de Harari’nin dediği gibi çok hızlı olacağını gösteriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Aslan Arşivi