Veysi Ülgen yazdı | Baki olan züğürtlüktü

Berbere giderken, can sıkıntısından karıştırdığı ceplerinden hiç parası kalmadığını fark etti. Cüzdanında kartlar dışında para namına hiç bir şey yoktu. Her zaman gittiği berber nakit para ile çalışıyordu. Şimdi nakit parası olmadığı için tıraş olamayacaktı.

Saç, pos bıyık, sakal birbirine girmişti. Hem tıraştan vazgeçse de ona yine para lazım olacaktı. Ama kimden borç alacaktı, bilmiyordu.

Düğün gecesi yaptığı savurganlıktan sonra tanıdıklarından borç isteyemezdi. Pasta kesilirken ‘Davut Ağa nerde’ diyen sese bir ağa gibi gidivermişti.

Kentler modernleşiyor, ama gelenekler ağırlaşarak devam ediyordu. Belki kentte başlık parası açık olarak alınmıyordu. Ama kuzeninin düğün sürecinde dağıttığı dolarları hesaplayınca ‘keşke başlık parası ödeyip, kurtulsaydık’ diye içten içe hayıflanıyordu.

Pasta kesilirken ‘ Davud Ağa ‘ diye seslenmeselerdi o son bin doları bahşiş olarak vermezdi. Şimdi böyle züğürt kalmazdı.

Damat ve gelin pastayı kesmelerinde bahşiş vermek geleneklerin de var mıydı?

Çocukken ablalarının düğününde amca çocukları ile beraber, gelin evden çıkarken, yolu kestiklerini hatırlıyordu. Onlara dağıtılan biraz bozuk paraydı. O parayla o zaman açık olan sinemaya gitmişler, Şener Şen’in Züğürt Ağa filmine izlemişlerdi. Kader’in cilvesi kendisini de öyle görüyordu.

Elbette pasta kültürüyle büyümemiş biriydi. Ama gelinin önünü kesme kültürü şimdi şekil değiştirerek devam ediyordu.

Davut Ağa olarak pastanın yanına gittiğinde ‘Ağa’ gibi davranmak zorundaydı. Cebinde ki bin doları kimlere dağıttığını de bilmiyordu.

Düğün salonu çalışanları mıydı? Gelinin akrabaları mıydı? Düğün salonu sahipleri miydi?

Gündüz fotoğraf çekiminde de bonkörlük yapmıştı. Özel bir mekana gitmişler ve orada epey fotoğraf çekilmişti.

Düğün için bu kadar masrafa gerek yoktu. Eski imece düğünlerini hatırlıyordu. Yıllar önce bir arkadaşı evlenince, ona buzdolabı almıştı. Bir dönem bu kültürle büyümüşlerdi. Şimdi düğün için yaptığı onca masraf boşa gidiyordu. Yeni evlenenlere maddi hiç bir faydası yoktu.

Manevi olarak da yoktu. Düğünün onca anısı içinde o parayı verdiğinden kimin haberi olacaktı.

Düğün bitmiş, para bitmiş, ağalık gitmiş züğürtlük günleri başlamıştı.

Tek çare bankadan para çekmekti. Bunun için cep telefonundan bankaların kredi faizlerine baktı. Bu faizlerle telefon bankacılığından para çekemezdi. Hem çekse nasıl ödeyecekti?

Ama mecburdu. Ağalık ve abilik gösterilerinden kimseden borç alamazdı Yine aynı nedenlerden satacak malı mülkü de kalmamıştı. Birçok kişinin kumar borcunu ödemişti. Faizcilerin eline düşen akrabalarını kurtarmıştı. Tüm bunları dededen kalan mallarını haraç mezat satarak yapmıştı. Çünkü o çevresinin bonkör, herkesin yardımına koşan ‘Davut Ağa’sıydı. Şimdi ise bankadan nasıl borçlanacağını düşünüyordu.

Düşünmekle kalmadı. Telefon bankacılığından yüksek faiz ve sigorta teminatı karşılığı üç yüz bin lira çekti. Bir bankamatikten bin lirasını alıp berbere doğru yolaldı.

Tıraş sırasındayken telefonu çalındı.

“ Davut Ağam nasılsın?”

Arayanın ondan borç isteyeceğinden emindi. Acaba parayı çektiğini nasıl anlamışlardı ?

Yoksa dijital zamanda telefon bankacılığını takip edenler mi vardı?

Bu defa kesinlikle hayır diyecekti. Öncelikle ağalığına son vermeliydi.

“ Yanlış aradınız. Ben Davut Ağa değilim. Sadece bir vatandaş Davut’um?”

“ Olur mu sen bizim ağamızsın !…”

Karşıdaki onu yumuşatma operasyonuna başlamıştı.

“Traştayım. Kısa kes. Söyle bakalım ne istiyorsun?”

“Sen ağasın. Sosyalsin. Çok yönlüsün. Sende çok dolar vardır. Birazını borç olarak istiyorum.”

“Benden bugüne kadar borç isteyenlerin hiç biri borcunu vermedi. “

O anda başkasını traş eden berber kaş göz işaretiyle, borç verme demek istiyordu.

“ Ben borcuma sadığım. Aslında istemezdim. Oğlumun çok borcu çıktı. “

“ Niye çıktı?”

“Başkalarından faizli para almış … Ödeyememiş?”

“ Niye faizli para almış?”

“İş için ?“

“ Senin oğul geçen ay doğum günü kutlaması için yüz bine kafe kapatan mı?”

“ Öyle bir şey oldu. Önemsiz bir şeydi zaten.”

“ Yüz bin mi önemsiz !”

Telefonda ki birden durdu. Para koparmayacağını anlamıştı. Ses tonu birden değişti.

“ Sana hesap mI verecez?”

“ Borç vereceğim kişi doğum günü için yüz bind kafe kapatıyorsa, israflı biriyse evet .”

“Ne uzatıyorsun. Alt tarafı borç vereceksin vermiyorsan verme.”

“ Hani sağlık için ya da başka bir aciliyet için olsa tamam diyecem. Artık böylelerine destek çıkmayacam. Kimsenin kumar borcunu, faizli alışverişini ödemeyecem. “

“ Bizde ağasın diye aradık?

“ Sana ağa olmadığımı en başta söylemiştim.”

“ Senden ağa mı çıkar. Berberin aynasından bak bakalım. Sen de ağa tipi mi var?”

“ Evet, berberin aynasından bakıyorum Ve ayna da züğürt bir ağa görüyorum.”

Adam para alamayacağını anlayınca hakaret etmeyi ihmal etmemişti. Evet züğürt ağalık, abilik falan vermekle ilgiliydi.

İlk defa birini ret ediyordu. Çok mutluydu. Telefon konuşmalarını dinleyen berber de mutluydu. O mutlulukla ısrarla çalan telefonuna bakmıyordu. Bu kadar ısrarla arayan biri mutlaka mesaj bırakmıştır diye, mesaj kutusuna baktı. Arayan sesli bir mesaj bırakmıştı.

“ Davut ağa merhaba. Benim oğlanı akşam yolda yaralı bulmuşlar. Ne oldu tam öğrenemedik. Kalçası kırık. Hastaneler uzun randevu veriyor. Özel hastane üç yüz bin istiyor. Ne olur bir el at. Bizi bu felaketten kurtar…”

Şimdi ne olacaktı? Aldığı karardan vaz mı geçecekti? Bir saat önce borç isteyenden ‘ sağlık dışında vermem ‘ demişti. Şimdi de sağlık meselesi vardı.

Berber dayanamadı

“ Para vermiyorsun. Bıyıklarını da kesecem Züğürt Davut Ağa dönemi sona erecek .”

Berberin dediğini yapacaktı. Sesli mesajla yanıt verdi

“ Kaza için çok üzgünüm. Ben artık Züğürt bir ağayım. Beni anlamak istiyorsun Züğürt Ağa adlı filmi YouTube dan izleyebilirsin.“

Bıyıklardan, sakaldan, ağalıktan kurtulmuştu.

Ama züğürtlükten bu kadar kolay kurtulamayacağını çok iyi biliyordu. Çünkü baki olan züğürtlüktü

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysi Ülgen Arşivi