Telvin Kardeşlik Özkaya

Telvin Kardeşlik Özkaya

Telvin Kardeşlik Özkaya yazdı:  Nefis Törpüsü; Sabır

Ramazan ayının kazanımlarından biri de sabretmeyi öğretmesidir. Nefis şüphesiz sabırla törpülenir. Bütün duyguların merkezinde sabır yer almaktadır. Büyük mutasavvıflardan Bâyezîd-i Bistâmî açlığı över, ona ‘neden aç olmayı övüyorsun’ diye sorulduğunda der ki; “Eğer Firavun aç olsaydı (aczini hisseder); ‘En büyük Rabbiniz benim!’ diyemezdi.”

Buradan anlaşılan odur ki; bedenin açlığı onun kabiliyetini ve etki alanını azalttığı gibi ruhun kabiliyeti de bedenin açlığı veya tokluğuyla ilerlemekte veya gerilemektedir. Öyleyse bedeni tok bir kimsenin nefsi daha serkeş olur.

Peygamberlerin, peygamberliğe hazırlık safhasında oruç tuttuklarını görüyoruz. Hz. Musa’nın Tur-i Sina’ya çıkmadan önce kırk gün oruç tuttuğu, Hz. İsa’nın İncil’den ilk kelamı duyuncaya kadar yine kırk gün oruç tuttuğu rivayet edilir. Eski Ahid’de Hz. Dâvud’un Tanrı’ya dua etmeden önce bir hazırlık ritüeli olarak oruç tuttuğu anlatılır.

Toprağın ekilmeye hazırlanması gibidir adeta. Ruhun bakıma girmesi, temizlenmesi, bulanmışlıktan arınması, özüne kavuşma çabasıdır oruç. Dünya imtihanındaki gel-gitlere tahammülü öğretir. Başkasıyla uğraşmak yerine kendine dönmektir. Şeklen aç kalmak gibi görünse de ahlâken terbiye olmaktır.

İmam Gazali'ye göre insandaki temel güdüler (açlık, susuzluk, uyku, cinsellik, öfke v.b) uygun biçimde dengelenerek eğitilirse güzel ahlak ortaya çıkar ama bu temel güdüler başıboş bırakılırlarsa insan kötü ahlaklı olur. Güzel ahlak sahibi olmanın en önemli yolu eğitimdir insan güdülerini aşırılıklardan ancak eğitim sayesinde kurtarabilir. Bu eğitim de İslam dininin doğru anlaşılması ve uygulanmasıdır. Bu eğitimin bir parçası olarak oruç ve Ramazan ayı ne güzel bir mekteptir. Orucun bir sabır eğitimi olduğuna güzel bir örnek şu hadis-i şeriftir; Abdullah ibn Mesud’dan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamaber (s.a.s) : "Kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin. Çünkü evlenmek, gözü harama bakmaktan daha fazla korur, iffeti de daha fazla muhafaza eder. Evlenmeye gücü yetmeyen kimse ise oruç tutsun. Çünkü oruç insanın şehvetini kırar." (İbni Mâce, Nikâh 1)

İnsan gücü-kuvveti yerindeyken, tokken kendini ihtiyaçsız ve kusursuz görür. Âcizliğini unutur ve büyüklenmeye kalkışır. Oysa ki hasta, fakir, zayıf ve muhtaç hâldeyken acizliğini fakeder, kibirlenmeye mecâli kalmaz. Ayet-i Kerime’de buyrulduğu gibi “İnsanın başına zararlı bir şey geldiğinde yan üstü yatarken veya otururken ya da ayakta iken hemen bize dua etmeye koyulur, onu zararlı durumundan kurtardığımızda ise -sanki başına gelen zararı gidermeye bizi çağırıp yalvarmamış gibi- inkârcılığa dönüp yoluna devam eder; haddi aşanlara işte bu şekilde yaptıkları güzel görünmektedir.” (Yunus Suresi, 12)

“Oruç kalkandır.” (Nesâî, Sıyâm, 43) Nefsani arzularına kalkandır, mideye kalkandır, göze, kulağa, kalbe, dile kalkandır. Günahlara meyletmeye kalkandır. Bütün kötülüklere, ihtiras ve azgınlıklara kalkandır. Cehenneme kalkandır. Oruç ibadeti insanın merhamet ve şefkat duygularıyla kuşanmasını sağlayan ruhi bir disiplindir. Varlıklı ve sıhhatli anında da kendini Rabbi’nin huzurunda en aciz konumda görmesini sağlar. Nefsin isteklerine el uzatabilecekken geri dönmektir. Oruç kulun kendisiyle cihadıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Telvin Kardeşlik Özkaya Arşivi