Telvin Kardeşlik Özkaya

Telvin Kardeşlik Özkaya

Telvin Kardeşlik Özkaya yazdı: Güzel ahlakın kaynağı nedir?

Rabbimiz Tin Suresi'nde insanın yaratılışı hakkında şöyle buyurur: "Muhakkak biz insanı "ahsen-i takvim" üzere yarattık, daha sonra onu "esfeles-safilin'e çevirdik." Bu iki tanımlama insanın yaratılışının çift yönlü oluşunun en açık ifadesidir. İnsan hem ruhen hem bedenen en güzel, en mükerrem şekilde yaratılmıştır. Bu yaratılışını kemal mertebelerine taşıyabilecek kabiliyetlere sahip olduğu gibi hayvani derecelere düşürebilecek nefsi arzularının etkisindedir. Ahmet Hamdi Akseki insanın edindiği ahlaki özelliklerin iyi olanlarına faziletler, kötü olanlarına reziletler ismini verir.

İnsan ahsen-i takvim olan tertemiz fıtratını muhafaza ettiği sürece hayırdan, güzelliklerden, faziletlerden ayrılmaz. Kemal seviyelerine ulaşabilmesi için imandan ve salih amelden ayrılmaması gerekir. Alemdeki bütün mevcudatın hayır ve şerrini, fazilet ve reziletini farkedebilmesi için Yüce Rabbine iman etmesi, O'nun her an alem üzerinde tasarrufta bulunduğunu kabul etmesi, gönderdiği kitaplarına ve peygamberlerine tabi olması gerekir. İnsanın hayır üzere olduğu ahlakından, yaptığı işlerinden, elinden dilinden ortaya dökülenlerden anlaşılır.

İnsanın yaratılıştaki mertebesi melek olmak ve hayvan olmak arasındadır. Rabinin ona üflediği ruhun ahsen-i takvim mertebesi ona bu seviyede sorumluluklar da yüklemektedir. Nefs-i emmare gibi eğitilmeye muhtaç bir nefsi, "insanı saptırmak için doğru yolun üstünde oturan" (A'raf-17) bir şeytanı var. Bu ahvalde nefsini terbiye etmeli, ahlakını imanla ibadetle güzelleştirmeli, aklını ve kalbini koruyacak ameller içinde ömür sermeyesini tüketmelidir.

Ahlakın esaslarını kim koyar? Akıl mı? Vahiy mi? Vicdan mı? Toplum mu? Kanunlar mı? Ahmet Hamdi Akseki Ahlak Dersleri isimli kitabında şöyle der: "Dine müstenid olmayan ahlak hakikatte yok demektir." Ahlakın ana kaynağı dindir, vahiydir. Sadece akılla, kanunlarla, şahıslarla veya toplum vicdanıyla korunmaya çalışılan ahlak her zaman değişmeye mahkumdur ve eksiktir. Ahlak ile zeka ve ahlak ile ilim biri diğerine muhtaç değildir. Her zaman birlikte bulunmazlar. Her zeki olan, her ilim ehli mutlaka iyi huylu olmaz. Her iyi huylu da zeki veya ilim sahibi olmak zorunda değildir. Bir insanın dehasını, zekasını, ilmini görüp de onun her yaptığının, her söylediğinin iyi ve hayır olacağı hükmünü verip onu kendimize rehber edinemeyiz."

Bazen bu yanılgıya düşebiliyoruz. Çok bilmenin güzel ahlakı da beraberinde getirdiğini, bilgili kişinin her söylediğinin, her yaptığının doğru olacağını zannediyoruz. Hakikat odur ki insanın ahlakı nefsini eğittiği kadardır. Sözlerinden, fiillerinden, duygularından mahiyeti anlaşılır. Allah inancı, her an onu gören, duyan ve her yaptığının kayıt altına alındığını bilen bir nefis otokontrolünü sağlayıp inancına uygun bir hayat sürer, insanlarla muamelesi de Rabbi'nin koyduğu sınırlar çerçevesinden çıkmaz. Ömrünün sonuna kadar gayreti bu yönde olur.

Ya Rabbi yaratılışımızı güzelleştirdiğin gibi ahlakımızı da güzelleştir. Dinimizi, dünyamızı güzelleştir. Dilimizi, kalbimizi küfürden, çirkin sözlerden, kin ve nefretten, haramdan muhafaza eyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Telvin Kardeşlik Özkaya Arşivi