Aziz Gülmüş yazdı: Katibin Kürdçesi

.. /Geçenlerde hakkımda açılan bir davada Tazminat ödemeye mahkum oldum. Taahütname imzalamak için Savcılığa gittim. Evrakları incelerken, Savcı, "Beyefendi ne iş yapıyorsunuz? " diye sorunca, "Emekliyim" dedim. Gülererek, "Tazminatı taksitle ödeyeceksin ama sonrasında ne yiyip, ne içeceksin? aklını başına al! etin ne, but'un ne? " diye güya nasihat etti.

Evrakları imzaladıktan sonra Kürd olduğunu şivesinden anladığım Katip, "Taksitleri aksatma, yoksa içeri atarlar, perişan olursun" dediğinde, ben de Kürdçe, "Rez berê ne tu rez bû terezê jî lêxist" (Bağ zaten birşeye benzemiyordu üstelik dolu da vurdu) dedim.

Savcı Katibe dönerek benim ne dediğimi sordu. Katip, "Efendim, diyorki bağım var, onu satarsam toplu öderim) Savcı bana bakınca başımı sallayarak, " Öyledir" dedim. Savcı yine gülerek, "Amca bak bu şekilde devam edersen evini de satarsın, akıllı ol bu yazma çizme işini bırak evinde otur"

Savcı, evimin olmadığını bilseydi ne derdi acaba? Hani okumamızı isteyen babamız, "Ceketimi satarım seni okuturum" repliği aklıma gelmişti. Savcıya bakıp, "Savcı bey ceketimi satarım yine de yazarım! " dediğimde, öfkeyle, "Çık dışarı!! " diye bağırdı.

Dışarıya çıktığımda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu ve üzerimde satacağım bir ceket yoktu. İşte bazen böyle blöf yapmanın ağır sonuçlarına katlanmak gerekiyor maalesef.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Gülmüş Arşivi