Depremlerin duracağı yok gibi…

Hatay’ın Defne ilçesi olan 6,4, Samandağ ilçesinde de 5,8 büyüklüğünde 5-6 dakika arayla iki kez daha sarsıldık.

Ben ikincide biraz korku, biraz da sürü psikolojisi diyelim dışarı fırladım.

İnsanlarda bir bilinç gelişmiş, mesela kimse asansörleri kullanmadı. Bir kısmı merdivenlerin duvar kenarından aşağı doğru yürümeye çalışıyor. En azından herkes durmasını bekledi depremin. Hurra deyip evden fırlayanlar da vardı.

Velhasıl bir bilinç var ama henüz yeterli değil.

Binadan inerken 8-9 yaşlarında bir çocuk annesine dönerek, “Neden hep burası sallanıyor anne? Bir daha gelmeyeceğim bu eve, daha sallanmasın korkuyorum” demesine gülümsedim.

70 yaşlarında zar zor yürüyen bir kadın “Ben inene kadar bina çöker” diyordu.

Bir başkası, “Bu yaşa geldim, 15 günde sallandığım kadar bir ömür yaşamadım” diyordu.

Diğeri, “Kahretsin yine tuvalette yakalandım depreme” deyip gülüyordu.

“Şerbetliyiz”, diyen de vardı, “Son 3 yıldır kıyameti yaşıyoruz” diyen de…

Sokak insanlarla doldu; Haklılar, korkulmayacak gibi değil.

Bir başka arkadaşım telefonuna indirdiği erken uyarı sisteminden mesaj aldığını anlattı: Mesaj geldiğinde mutfaktaki masada oturmuştum. Baktım, “deprem olacak alan içindesiniz, dediği gibi1 dakikadan geriye doğru kronometre çalıştı. Aldırmadım; süre bittiği gibi deprem başladı. Acı br tecrübe ama çalışıyormuş. Bunun yaygınlaştırması lazım.

…

Biz insanlarımız şükürcüdür. Adıyaman’dan, Maraş’tan, Hatay’dan bahsedip beterin beteriyle teselli bulurken, duayı da eksik etmiyorlar.

Kısa deprem notlarım bunlar, yazmak istedim.

…

Ne hikmetse jeoloji mühendisleri ya da uzman dediğimiz insanların uyarıları pek dikkatimizi çekmez ve bence normal şartlarda konuşsalar kanal değiştirdiğimiz insanlar makul oldu.

Bu gecikmiş bir makullük. Bence her televizyon kanalının ya da kamu kurum ve kuruluşlarında mutlak uzmanların görevlendirilmesi lazım.

Jeofizikçi Prof. Dr. Naci Görür, onlardan biri ve bakın neler söylüyor:

Hatırlarsanız depremlerden sonra ben ve Celal Şengör Hatay ve Adana havzasına dikkat etmek gerektiğini söyleyerek, kırılmamış faylar olabilir diye uyardık. Oralarda stres transferi söz konusu olabilir. Bu bizim beklediğimiz bir deprem. Maraş depreminin bir anlamda Hatay’a stres transfer etmesi sonucu gelişmiş olan bir deprem. Ölü deniz fayı da büyük ölçüde kırıldı. Enerjisini boşalttı…

Görür, Adana Havzası ve Kıbrıs’tan da endişe ettiklerini söyleyip bir yandan da Doğu Anadolu’daki fay hattını vurgu yapıyor.

Diyarbakır’ın hemen üzeri Bingöl Karlıova, Batısı Elazığ fay hatlarıyla çevrili.

Naci Hoca, Hakkari ve Yüksekova’da da sıkıntı olabileceğini, dikkatli olmak gerektiğini; Bu hareketliliğin, Bingöl Karlova’dan Erzincan’a kadar olan fayı hattına da etki edebileceğine dikkat çekiyor.

Bunlar uzamanların öngörüleri ve diken üstünde olduğumuz bu günlerde tüm bu söylenenler elbette önemli.

Bir çok yerleşim alanının neredeyse haritadan sildiği, 40 binden fazla insanın vefat ettiği depremler, umarız kısa süre içinde sona erer de normale döneriz.