Ali Rıdvan Demirkapı yazdı: Kalabalığın Kopuşu

Kendi payına düşen bilgiyi almak için imkanları olmasa bile uğraşan, asgari bilinçte olup çocuklarını okutan, aydınlık yarınlara ulaşmak uğruna ellerinden geldikçe katkı sunan temiz insanlara, gereken saygıyı ve minneti her zaman göstermeliyiz. Ancak bir düşünmeye yüz çevirmiş kitle vardır ki onlar gelişimin düşmanıdırlar, ilerlemenin karşısındadırlar. Kimse o kalabalığa saygı göstermemizi beklememelidir.

Kalabalığın içerisine her karıştığımızda hep bir ağızdan şu sözleri duyarız: Aydınlar, halktan kopmuş bir vaziyetteler, halkın durumundan habersiz yaşıyorlar. Peki, aynı kalabalığa "sizin aydınlıktan ve aydınlardan kopuşunuzun gerekçesi nedir? İnatla ve ısrarla ışığa sırtınızı çevirmenizi gerektiren nedir? " sorularını yönelttiğimizde acaba savunmalarını nasıl yapacaklar? Ya da kendilerini savunacak herhangi bir haklı gerekçeleri var mıdır?

Her ağzını açıp iki kelime eden, bu bahse konu bakış açısıyla konuşuyor. Oysa, bir an için tam tersini söyleyeni gören veya duyan var mıdır?

İnsanların büyük bir bölümünün, kendi eksiklikleri ile yüzleşme cesaretleri yoktur. Dolayısıyla kendi acınası hallerini örtmek isteyenler, sorunun kendilerinden değil de karşıtlarından kaynaklı olduğunu iddia ederler. Kendini savunamayacak acizlikte olduklarını iyi bildikleri için kendilerine hep birilerinin ihanet ettiği düşüncesiyle kendilerini avuturlar. İçinde bulundukları sefalete bir fail ararlar oysa bilmezler ki fail tam da kendileridir.

Kalıpların arasına sıkışmış ve algılama yetenekleri ile ufuklarının genişliği zihinlerini koydukları kavanozlardan ibaret olanlar, kalıpları parçalayıp, kavanozlara balyozu vuranlara çamur atarlar.

Bu durum, tüm zamanlarda böyle olmakla birlikte günümüzde de devam etmektedir.

Eleştirinin, sorgulamanın ve aydınlanmanın, olmadığı bir toplumda; bireyler tahtadan yapılmış kuklalar gibi arka arkaya dizilirler. Ve bilmezler ki kölesi oldukları cehalet, günün birinde hepsini domino taşı gibi birer birer devirecektir.

Ayrıca, bilgiye ulaşmanın özü gereği oldukça zor bir iş olduğu gün ışığı gibi ortada olan bir gerçektir. Gelişen iletişim ve haberleşme teknolojilerinin olumlu etkilerinin yanında olumsuz etkilerinin de olmasından ötürü bilgi kirliliğinin inanılmaz boyutlarda olduğunu da göz önünde bulundurduğumuzda doğru bilgiye ulaşma daha da zorlaşmaktadır.

Bütün bu zorluklara rağmen sorgulamaksızın bir ömrü tüketenlerin, gelişim, değişim, ve insanlığın ilerleyişine katkı sunmak adına kendilerini biraz olsun değiştirmemeleri, değişmek için çaba sarf etmemeleri, kendilerinden utanmaları için ziyadesiyle yeterli bir sebeptir.

Son olarak da; kalabalıktan olmaya pek hevesli olan birtakım ''sözde'' aydınlara şu soruları sormalıyız:

Gösterilen çabanın ve verilen emeğin gözlerinde hiçbir değeri olmayan kalabalıklara yaranabilmek için neden bu kadar heveslisiniz?

Onları aydınlattığınızı zannederek; zaten karanlık olan dünyalarını neden bir de kendi karanlığınızla karartıyorsunuz?

Üstelik tüm bunları yaptıktan sonra neden kendinizi iyilik yapmış ideal insanlar olarak göstererek onları aldatıyorsunuz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi