
Veysi Ülgen
Veysi Ülgen yazdı: Ben Hasandinim
Yine geldiler.
Ağır makinalarla geldiler.
Yıkıcı deneyimleriyle geldiler.
Ve hayin tecrübeleriyle geldiler.
Bir ağaca, bir çiçeğe, bir nehire ve bir dağa nasıl kıyılacağını öğrenme avantajı ile geldiler.
Derslerini çalışarak geldiler.
Savunmasız bedenimle cenge geldiler.
Ve de insanların bunu kanıksamasının avantajı ile geldiler.
Önce saçlarımı çektiler. Saçlarınızın çekildiğinde ne hissediyorsanız beni de öyle hissedin. O zaman bağrımda yeşeren ağaç köklerinin sökülüp atılma acısını daha iyi anlarsınız.
Ve bir kısım kökleri aldılar. Daha konforlu gelmek için yaptılar, biliyorum.
Oysa o ağaçları binlerce yıldır korumuştum. Diğerlerini de bu kıyamet sessizliğinde yakında alacaklar, biliyorum.
Ve nihayet bir kaç günde zararlı zekalarıyla oluşturdukları makinalarla koruma kalkanımı parçaladılar.
Savunmasızım, çaresizim, kırgın ve kızgınım.
Halbuki beni seven o güzel çocuklara, o güzel abilere ve o güzel ablalara çok inanmıştım.
Onları sıcak bağrıma basmıştım.
Soğuk sularımla yüzlerine neşe serpmiştim.
Sığınaklarımla düşlerine arkadaş olmuştum.
Yüksekliğimle bedenlerine siper olmuştum.
O güzel yüzlü, aşklarını yarına ertelemiş, kendilerinden olmayacak çocuklara onurlu bir gelecek için bedenimi adımlayan o güzel çocuklar.
Siz gittiniz ve ben yalnız kaldım. İnsanın kazanma hırsının bir kurbanıyım.
Onlar soğuk suyun, kaya gölgesinin, yayla kuzularının, ağzı süt kokan buzağıların, çiçek çiçek dolaşan arıların düşmanı.
Ve bir avuç maden için gezegenin dağlarının da düşmanı.
Onlar sadece borsaya, tahvile, faize, bonoya, dövize, çeklere can suyu verecek madenin dostu.
Bedenimde o dost madenlerinden çokça bulmuş diyorlar. Paramparça edeceğiz diyorlar.
Yıllar önce yanımda akan bir nehir vardı. İki yerinden bentlediler. Elbette nehire dost insanlar da vardı. O canları susturdular. En çok balıklar kaybetti. Göç yolları durduruldu. Nehir yatağında yumurtaları, arada boşaltılan birikmiş ve kirletilmiş suyla yok edildi. Göller kurudu. Ağaçlar yok oldu. Nehir asmaları, isimsiz canlılarıyla yok oldu.
Belki bolca para kazanıyorlar. Belki de hala açlar. Ve belki de daha çok dağları kazacaklar.
Ben de nehir gibi çoraklaşacak mıyım?
Ağaçlarım mı kesilecek?
Sularım mı kirletilecek?
Kuşların ötüşü mü kesilecek?
Nehiri beslemeyecek miyim?
Yazları misafir ağırlamayacak mıyım?
Kuzular çayırlarımda meleşemiyecek mi?
Ya çiçeklerime ne olacak?
Ben gezegenin bir parçasının anası, nehirlerin kaynağı, kuşların yuvası, arıların vatanı, kartalların yazlığı, leyleklerin mola yeri, ve insanların güneşi karşıladığı bir yüksekliğim.
Kamyonlar şimdi parçalarımı yüklüyor.
Geride bir enkaz olarak canlılara belki mezar olacağım.
Gidiveriyorum işte.
Bir el uzattın.
Olmazsa bir dost selam gönderin.
Beni unutmayın ve beni yaşatın.
Ben bu dağların bir parçası Hesandinim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.