../Nasıl bir budalalıktır bilmem? Daha kendimizi değiştirip dönüştüremeden, kendimizi yönetmekten aciz iken, sorunlar altında ezilirken, kısacası toplumun en küçük hücresi olan ailemizde iktidar olamamışken, sen kalk koskocaman toplumu, bu da yetmezmiş gibi dünyayı kurtarmaya çalış. Olacak iş mi?
Yahu çocuğumuza söz geçiremiyoruz, gece kafamızda oluşturduğumuz planı, projeyi sabah kalktığımızda ailemize uyarlayamıyoruz. Ya bol geliyor veya daracık ortada sırıtıyor. "Ammaann bir daha mı dünyaya geleceğim, vur patlasın, çal oynasın, bana ne? "
Kahvede harıl harıl tartışmalara dahil olup, sosyoloji dersleri, devrimsel taktikler, stratejik siyasi planlar, politik senaryolar konusunda derin analizler yaparak toplumsal mühendislik yeteneklerimizi sonuna kadar ortaya koyuyoruz. "Ahhhh ulan ahh! Şu ülkeyi yirmi dört saat yönetseydim, bak neler yapardım…"
…
Ey Dert!
Ey sorun!
Ey sıkıntı!
Biliyorum sevdalısınız bana!
Ben de başkasına.
Gözünüz bakmaz benden gayri kimseye…
Etrafımda fır pervane,
Her öpücüğünüz, her dokunuşunuz
Koparıyor beni yaşamdan,
Sonra uzaklardan alay eden mutluluk,
El sallayıp uzaklaşan bir parça huzur,
Ben yine dönüp iğneli kasketimi,
Ateşten gömleğimi ve ayaklarımı sıkan
papuçlarımı arıyorum çaresiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.