Fatime Kartı
Fatime Kartı yazdı: Kur’an ve İnsan
Kapıyı açtığımda elinde tatlı mı tatlı turuncu çiçekli küçük bir saksı ile misafirlerimin çıkmasını beklediğini gördüm. İçeride misafirlerim olduğunu anlayınca kapıyı bile çalmamış misafirin gitmesini beklemiş. Her halinden okunan saygı dolu mahcup hali beni ondan daha fazla mahcup etmeye yetmişti.
Bir hafta önce hafızlığını koruma yarışmasında yarışmacı olarak geldiğinde sorduğumuz her sayfayı eksiksiz, heyecanı yüzüne ve sesine yansımış bir şekilde kalbi titreyerek okumasıyla dikkatimizi çekmişti. Bir ev hanımının uzun süre önce yaptığı hafızlığını koruması hayret ve hayranlık uyandırmıştı her birimizde. Kur'an'la gönül bağı kurmuş insanların Kur'an'ın güzelliğinin çehrelerine yansıdığına ondaki güzelliğin hal ve hareketlerini etkilediğine inanırım öteden beri. Şimdiye kadar şahit olduğum Kur'an aşıklarının en güzellerinden biriyle tanışmam Rabbimin bir Ramazan hediyesidir diye düşündüm.
"O gün çok heyecanlıydım hocam. Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. Yaptığım tüm telkinlere rağmen yatıştıramadım kendimi. Neden bu kadar heyecanlandığımı da bilmiyorum. İlk elemelerde bu kadar heyecanlanmamıştım aslında. Hem teşekkür etmek hem de heyecanımı yeneyim diye beni dinlemeniz için geldim" dedi utangaç bir tavırla.
Neden bana teşekkür ediyorsun ki çok etkilendim dinlerken seni gözlerim yaşardı. Kur'an'a bu kadar yakışan bir insan görmek, okurken kalbinin titreyişini hissetmek nasıl duygulandırmaz ki insanı. Asıl ben teşekkür ederim dedim içimden.
Başörtüsü yasağı çıkınca babası okuldan alıp Kur'an kursuna yazdırmış 13 yaşında. Saygı ve minnetle andığı hocası çok titizmiş çok iyi yetiştirmiş onu. Nasıl bu kadar Kur’an’la bütünleştiğini, hafızlığını nasıl korumayı başardığını sordum. İlk yıllar verdiği emeğe acıdığı için tekrarlarını kendini zorlayarakta olsa düzenli yapmış. Zamanla Kur'an okumak bir tutkuya dönüşmüş.
Hocam dedi hafızlığımın üzerinden 23 yıl geçti. Bu arada evlendim çoluk çocuk sahibi oldum. Ne işim olursa olsun ne ve kadar önemli olursa olsun önce Kur'an'ımı okumayı, tekrarlarımı yapmayı tercih ettim. Hiçbir işim Kur'an'ımı ikinci planı atmama sebep olmadı. Nasıl bir çiçek susuz kalınca solar, su verilince kendine gelirse ben de o hale geldim. Kur'an'ımı elime alıp onu okumadan kendine gelemiyorum. Kur'an okuyunca sulanmış kendine gelmiş bir çiçek gibi hissediyorum kendimi. Ancak Kur’an’ımı okuyunca kendimi buluyor, kendime geliyor, mutmain oluyorum.
Hafızın bu tarifi ne güzel ne kadar gerçeği yansıtan bir tarif. Keşke bu gerçeği hepimiz bilsek. Kur'an'ın ekmek gibi su gibi olduğunu, ruhumuza hitap ettiğini bizim için olduğunu onunla hayat bulduğumuzu, onsuz insanlaşamayacağımızı.
Evet Kur'an'la insan birbiri için. Kur'an insan, insan Kur’an için. Yağmur ve toprak, hasta ve ilaç, ışık ve karanlık, anne ve yavrusu, cami ve cemaat, öğrenci ve talebe, aç insan ve yemek nasıl birbiri içinse Kur'an ve ruh öyledir. Midenin acıktığını beyne gönderen sinyaller olmaz ise kişi acıktığını hissedemez ve yemek istemez ama gel gör ki enerji alması ve hayatiyetini devam ettirmesi için gıdaya olan ihtiyacı devam eder. Ruhumuzun vahye olan ihtiyacı bedenin gıdaya olan ihtiyacından çok daha fazladır belki de. Ancak ruh, gelen sinyallere kapalı ise bu ihtiyacı hissedemez.
Beden nasıl topraktan besleniyorsa ruh da Allah'tan beslenir, vahiyle hayat bulur. Hayat kaynağı ile ilgisini kesen insan artık sadece çamura bulanmaya başlar. Hayat kaynağı ile olan bağı kesilince gıdalanamayan insan aşağıların aşağısına yuvarlanmaya başlar.
Ruhunu ihmal eden ve sadece bedenine yönelen insan artık kokuşmuş çamurun ağırlığına yenik düşer. Toprak tüm ağırlığıyla onu kendine doğru çeker. Balçığın kokusu, yapışkanlığı, cıvıklığı onun yücelmesine, ilahi özelliklerinin açığa çıkmasına engel olur.
Vahyin doğduğu ay olan Ramazan bu bağı yenileme ve tazeleme ayıdır. Sevgili Peygamberimiz ’in Hira mağarasında yeniden doğuşu gibi bizimde yaşadığımız mağaralarımızda Kur’an’la hayat bulma mevsimimizdir her yeni ramazan. Bu ramazan vahiyle sulandığımız vahyi kana kana içtiğimiz bir ay olur ümidi ve temmenisiyle...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.