
Veysi Ülgen
Veysi Ülgen yazdı: Özel günlerde eşit olmak nasıl bir duyguydu
Artık özel günlerle arası iyi olmayan bir kentliydi. Köyde kalsaydı, belki özel günlerin farkına varmayacaktı. Kent özel günleri ritüelleri ve daha çok eziyetiyle hatırlatıyordu.
Bayramların özel günler oluşunu anlayabilse de her mesleğin bir günü olmasını hala anlayamıyordu.
“Bu aynı mesleği yapanların eşit olduğunu hatırlatmak için yapılmıştır“ demişti, bir zamanlar vekaletten derslere bakan sosyal bilgiler hocası .
Ve “ Sistemin akıl hocaları öğretmenler günü, doktorlar günü, avukatlar günü gibi meslek günleri farklı sınıftan olanlara eşit hissettirmek için yapılmaktadır. Ulus devletin teklik bayrak, marş gibi sembolleri de bunun içindir. “ diye devam etmişti.
Sarı hocasından birçokları gibi cunta döneminde bir daha haber alamadı.
Ama üçyüzaltmışbeş günlük takvime her günü özelleşiyordu. Günler yetmiyor bazı günler ortaklaşıyordu.
Belki bu özel günler meslek gruplarının sorunlarını gündeme getirmesine bir fırsat olabilirdi. Belki de sadece kendilerini iyi hissetmeye vesile oluyordu.
Sosyal Bilgiler hocasının söylediklerinden bunu kendine hep soruyordu.
Böyle günlerde insanlar gerçekten eşit olduğunu hissediyor muydu?
Mesela bayramlarda herkes kendisini eşit hissediyor muydu?
Çocukluğunda bayram için fırından ekmek alırken herkes gibi sıraya girerdi. Ama nüfuzlu birileri sıraya girmeden ekmeğini alırdı.
Ama kimisi onarılmış pantolon, kimisi terziden çıkmış pantolonla da olsa çocuklar bayramı sokakta birlikte eşit heyecanla ve eşit sevinçle kutlardı. Çocukken bayramlarda onarılmış gömlek ve yamalı pantolonlarla eşit olarak şeker toplarlardı. Kendi pantolonu akranlarından daha iyi olmasına üzülürdü.
Bayramın ikinci günü sınıf arkadaşı babası ilçe komutanının kızı Sema’nın evine bayramlığa gitmişti. Sema kapıda ona poşetli şeker vermişti. Ama bunu gören annesi
“Kızım çocuklara o şekerden verilmez. Bundan verilir” diyerek elinden poşetli şekeri almış, poşetsiz kırmızı beyaz, sonradan bir çeşit akide şekeri olduğunu öğreneceği şekerden vermişti. Kadın aslında onu akranlarıyla eşitlemişti.
Şeker alırken ki eşitsizlik ebeveynlerin bayram harçlığı dağıtımında da yaşanırdı.
Sinema için harçlık alamayınca sinemaya sokak duvarından ve film izlemeye önceden giren çocukların açtığı pencereden kaçak olarak girerlerdi. Sinemaya böyle girmekle, filmi birlikte izleme eşitliğini sağlanmış oluyordu.
Yıllar sonra toplum olarak beraberce yine uzun bir bayram tatiline giriliyordu.
Yolculuk öncesi internetten dünya avukatlar günü kutlu olsun deniyordu.
Hapishanede olan hem de hapishaneye müvekkilini ziyarete giden avukatı kendilerini eşit mi hissedecekti?
Ya da göbekli birinin hakkını savunan avukat ve sıska birinin avukatı aynı günü birlikte mi kutlayacaktı?
Bugünün hukuk fakültesine dönemin şartları yüzünden kayıt yaptıramayan biri olsa da avukat arkadaşlarına mesaj atmaya başladı.
Tıp gibi hukuk sosyal sorumluluğu olan ve eşitsizliklerle yüzleştilen bir bir bilim alanıydı. .
Sosyal sorumluluk, toplumsal vicdan ve merhamet ile ağırlaşmasın özel günlerle hafifletebilirdi.
Yolculuk öncesi defterlerini karıştırırken karşısına bir avukat çıkınca sosyal sorumluluk, toplumsal vicdan ve merhamet tüm berraklığıyla ortaya çıkıyordu.
“Kimdir diye
Sormuştu
Tutsak güvercinlere
Ateşin ve güneşin çocukları
Anlatamaz yaşayan ölüler onu
Demişti
Hapishane defterleri
Bir devrimci,
Bir baba,
Bir barış elçisi,
Diye yazılmıştı
Hapishane duvarlarına
Bir Tahir Elçi tanırdı onu,
Ki sevdiği kenti
Korumaya giderken
Kalleşçe vurulan
Merhametli bir avukat
Barış kavgacısı yani.
Veysi Ülgen yazdı | Barışabilme ihtimali de güzeldi
17 Mart 2025 Pazartesi 20:07Veysi Ülgen yazdı | Bir ‘kaybetme tesellisine’ alışmaya çalışıyordu
24 Şubat 2025 Pazartesi 00:23Veysi Ülgen yazdı | Yanlışını silecek bir silgisi hiç olmamıştı
17 Şubat 2025 Pazartesi 01:03Veysi Ülgen yazdı | Hikayesi kamyonla kaçmakla başlıyordu
02 Şubat 2025 Pazar 22:56Veysi Ülgen yazdı | Belki ceketini alıp gidecekti
13 Ocak 2025 Pazartesi 00:33Veysi Ülgen yazdı | Baki olan züğürtlüktü
07 Ocak 2025 Salı 23:27Veysi Ülgen yazdı: Sadece hakkını geri vermek istemişti
30 Aralık 2024 Pazartesi 00:05Veysi Ülgen yazdı: Ve o gözlerde artık değerli birini görebilirdi
23 Aralık 2024 Pazartesi 01:09Veysi Ülgen yazdı; ‘İçinizde hüznüm kadar umudum da var’ diyordu
15 Aralık 2024 Pazar 22:41Veysi Ülgen yazdı: ‘Ve geçmişle barışık bir barış’ diyorlardı
04 Kasım 2024 Pazartesi 00:09




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.