Fatime Kartı
Fatime Kartı yazdı: Bir hasbihalin düşündürdükleri
Hz. Süleyman Bin Halid Camii civarındayız. Diyarbakır’ın fethinin gerçekleştiği, birçok sahabi ve sahabi evladının ayak bastığı yere ayak basmak, izlerince yürümek, soludukları havayı solumak insana ayrı bir huzur ve dinginlik veriyor.
O mübarek insanların kanlarını akıttığı yerde olmak, onların bu toprakların kapılarını İslama açarken ve buralarda gezinirken, hizmet verirken nasıl duygu ve düşünceler içerisinde oldukları merakı uyandırıyor insanda. Bir yandan da büyük emek ve fedakarlıklarla elde edilerek omuzlarımıza yüklenen bu emanete layık olup olmadığımızı sorgulama cihetine götürüyor ister istemez. Uzak diyarlardan yola çıkıp her türlü fedakarlığı göze alıp rahatlarından ve konforlarından vaz geçerek evrensel mesajı insanlara ulaştırma ve bu mesajla insanın arasındaki engelleri ortadan kaldırma gayretleri günümüz Müslümanına kendini ve içerisinde bulunduğu toplumu sorgulama şevki veriyor. İnsan bütün bunları ve daha kaleme dökemediklerimi sorgulayınca bir yandan üzülüyor, bir yandan da motive olup asıl gayesi ve hedefi uğruna çalışma şevki artıyor. Adeta o mübareklerden enerji alıyor.
Bu güzel manevi atmosferde beni ziyarete gelen genç bir öğrencimle gençliğe dair konuşuyoruz. Her fırsatta gençleri dinlemeyi onların dünyasını tanımayı ve fikirlerinden istifade etmeyi sevdiğimden mümkün olduğunca daha çok onu dinlemeyi tercih ediyorum. Genç kızın düşüncelerinin bir kısmını sizinle paylaşmak istiyorum. Hocam diyor: “Şu anda gençler çok farklı düşünüyorlar. Zannederim empoze edilen yanlış özgürlük anlayışından olsa gerek her konuda kendi bildiklerini okumayı özgürlük olarak görüyorlar. Mesela benden küçük kardeşlerim böyle düşünüyorlar.”
Sözlerine şöyle devam ediyor: “Çok sağlam bir ailede yetiştik. Babamın sevgi, muhabbet ve merhamet dolu disiplin anlayışı bizim birbirine bağlı ve manevi değerlerine sahip çıkan bireyler olmamızı sağladı. Ama benden küçük kardeşlerimin empoze edilen fikirlerin daha fazla etkisinde olduklarını görüyorum. -bu cümle toplumun ne kadar hızlı değiştiğini gösteriyor. Birkaç yıl önce kuşaklar arası farktan söz ediyorken şimdi kardeşler arasında bile zamansal anlayış farkının olması bu hıza nasıl yetişebileceğimiz endişesini oluşturdu bende- Gençlik bu fikirlere gittikçe daha fazla saplandığı için ailenin disiplin ve otoritesi daha fazla sarsılıyor hatta etkisini kaybediyor. Bu düşünce her alanda kendisini hissettiriyor. Mesela dindar ve tesettürlü olduğu halde özgürlük adına LGBT yi savunan birçok arkadaşım var. Bir aralık netflix filmleri yasaklansın vs. muhabbeti olmuştu. Ben de yasak fikrine karşıydım. Herkesin seçme hürriyeti olmalı kişiler kendileri neyi izleyeceklerine karar vermeli falan diyordum. Ama bu tür yayınlarla zaman içerisinde yavaş yavaş toplumda hoş karşılanmayan hatta İslam inancına ters düşen birçok konunun normalleştiğini, kanıksandığını dahası sahip çıkılıp savunulduğunu görüyorum.”
Bir gencin ağzından dökülen bu sözler karşısında tefekküre dalıyorum bir an, ne büyük bir oyunun içerisinde olduğumuzu, geleceğimizi yok etmek için nasıl tuzaklar kurulduğunu anlamaya çalışıyorum. Sonra da bu tespitleri yapabilen, hür düşünceli, manevi değerlerinin bilincinde gençlerin varlığı umutla dolduruyor içimi. Yani havf ve reca arasında gidip geliyorum. Derken Rabbimin umut dulu mesajları geliyor aklıma “Onlar tuzak kuruyorlar. (Allah’ta onların oyunlarını başlarına geçirip geçersiz kılmak suretiyle) tuzak kuruyor. Şüphesiz Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.”
Şunu temenni etmeden de geçemiyorum Rabbim bu tuzakları bu asrın Müslüman gençlerinin çabaları sonucu geçersiz hale getirsin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.