Fettullah Celik
Fettullah Çelik yazdı: Depremin maddi boyutu; Öneriler
Önceki yazılarda manevi varlıkların tarifi zor ifadelerinden geriye kalan depremin insanların hayat birikimleri üzerindeki etkileri, deprem bölgesindeki üretim, inşa (alt ve üstyapı) maliyetlerinin yarattığı tahmini maliyet hesaplamaları insanı ve bilimi merkeze alarak Prof. Dr. Selva Demiralp’in görüşleri üzerinden değerlendirme sunmaya çalışmıştım.
Yazının bundan sonraki bölümünde “Bundan sonra ne yapılabilir?” sorusuna cevap özetleri sunuyor.
(…)
Tüm belirsizliklerin altını bir kez daha çizerek bugünkü rakamlar itibarıyla asgari acil ihtiyaçlarımızın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yaklaşık yüzde 2-3'ü civarı olacağını, genele yayılan maliyetlerin de buna yakın olacağını söyleyebiliriz.
Fatura kabarabilecek
Yukarıda telaffuz edilen rakama uzun vadede enkaz altında kalan servetler, yeniden inşası gereken havalimanları, liman ve yollar, eğer şehir merkezleri taşınacaksa gerekli altyapı harcamaları ve tabii ki kaybolan fırsat maliyetleri eklendiğinde fatura elbette hızla kabaracaktır.
Döviz likidite krizi alarmı
Depreme ait hasar tespiti henüz tamamlanmadığı ve yeniden inşa edilecek şehirlere dair bir yol haritası henüz açıklanmadığı için bu rakamların da değişme ihtimali yüksek.
Bununla birlikte halihazırdaki rakamlar ve dışarından gelmesi beklenen yardımlar kısa dönemde bir döviz likidite krizi alarmı vermiyor.
Yolun bundan sonrası
Önümüzdeki yıldırıcı zorluklara rağmen Türkiye'nin ne kadar dirençli bir ekonomik yapıya sahip olduğunu; zorluklara, krizlere ne kadar çabuk adapte olabildiğini vurgulamak lazım.
Önlemleri alabilecek güçteyiz
Doğru planlama ve organizasyonla hem yaralarımızı saracak hem de ileriye yönelik önlemleri alabilecek güçteyiz.
Bu dünya çapında felakette bize destek olacak uluslararası yardım ve krediler, depremzedelerimize destek olabilmemize ve yeniden yapılanmanın getireceği maliyetleri daha uzun vadeye yayabilmemize imkan sağlayacaktır.
Depremi unutmamalı, unutturmamalıyız
Bu yıkımdan çıkıp Türkiye'yi yeniden inşa edebilmek için depremi unutmamalı, unutturmamalı ve böyle bir bedeli bir kez daha ödememek için depremler sonrası gösterdiğimiz dayanışmayı korumalıyız.
(…)
“Elbette ki daha farklı uzman görüşleri ve öngörüleri de olacaktır. Bunun için tıpkı pandemi sürecinde olduğu gibi bir ‘Bilim Kurulu’ oluşturulabilir. Ancak bu sadece merkezi bir bakışla ve kendinden olmayanı öteleyen bir bakış açısıyla yapılmamalıdır” görüşüne ekleyip sonlandıralım. Bitti
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.