
Veysi Ülgen
Veysi Ülgen yazdı: Bir başına direnen kenti düşlüyor
öte tarafı kent
patlatılan ışıkları
ve parlatılan şatafatıyla
gibimsi pembemsi hayata
devam ediyorken
bu tarafında
gece sessiz
gece puslu
gece öfkeli
ihanete uğramanın hırsıyla
karanlığın gölgesinde
bir başına şafağa bileniyor
kölelerin gôz nuru
ve el emeği ile nakşedilmiş
sürgün yaşamlara dam olmuş
kimliksiz efsaneleri dokumuş
ama dilsiz, ama şiirli, ama sitemli
bin yıllardır zalimlere direnmiş
mazlumlara kol kanat germiş
illa ki tarifsiz isyanları nakşetmiş
yanık taşların derzinde
bir başına direnen kenti gözlüyor
ve makinalar sur kapılarında
yıkım için şafağı bekliyorken
yanık taşlı damların sakini
taklacı güvercinler sürgün
yıldızlar sönük
ay tutuk
ateşböcekleri buruk
kent karanlığın gölgesine tutsak
bir başına şafakta haramilere bileniyor
yani bu kentin yalnız yakası
sabah ocakta kaynayan çorbayı bekleyen
yeni bajarın proleterleri
nikah tuzaklı pencere aşkları
demir kapılara fısıldanan hikayeleri
mehlede nara atan qirixları
qehwede nezere kağıtçıları
kuçelerde çocuk taşlamaları
çarşı karakolunda biten
aynasız koşuşturmacaları
ve siyah beyaz anıların direnişiyle
bir başına kendisini savunmaya hazırlıyor
kentin ihanete uğramış bu yarım
ve yalnız yakasında karanlıkta düşlerken
kilidi kırık dut ağacından kapıları
ve surların ateşten taşlarıyla
bir eski zaman avlulu eve karşı
bir yaşam pırıltısıyla
virane meydanda bir başına kalmış
karanlıkta siluetiyle meydan okurken
bir başına geceyi parçalamaya hazırlanıyor
bir lokma ekmeğin paylaşıldığı
avluda suyu çekilmiş
kuyu başında bekleşen komşuları
taş avluda kadınların gülüşleri
bir bebeğin doğarken
avluya yaydığı yaşama çığlığı
annenin ışıldayan gözleri
ve kapıda baba olduğunu öğrenen
elleri nasırlı adamın kalp atışları ile
bu kûçe
bu hewş
bu virane kent
bir başına yıkıma meydan okuyor
ve birden yıldızlar ışıldıyor
ay dolanıyor
gecenin sessizliği sarsılıyor
ve de bu kûçelerin eski bir taş parçası
genç bir adam
birazdan yırtılacak
sessiz gecenin düşlerini saklayan
ihanet örtüsünün altında
surlara sarmış ayakları
yeni doğan bebeğin gözbebekleri
gözleri karanlığı dağıtacak kadınların gülüşleri
siyah beyaz resimlerde ki kavga anılarıyla
ve taşlara kazılı yanık sevdasıyla
bir başına talana direnen kenti düşlüyor
Veysî Ulgen Nivîsand; Dad
29 Haziran 2025 Pazar 22:01Veysî Ulgen Nivîsand: Gazin
15 Haziran 2025 Pazar 16:19Veysi Ülgen yazdı; Kitapların infazı
09 Haziran 2025 Pazartesi 16:42Veysî Ulgen Nivîsand: Ji pêxwas re gislawêt çi hewceye
01 Haziran 2025 Pazar 15:24Veysi Ülgen yazdı: Ben Hasandinim
26 Mayıs 2025 Pazartesi 01:51Veysi Ülgen yazdı | Barışabilme ihtimali de güzeldi
17 Mart 2025 Pazartesi 20:07Veysi Ülgen yazdı | Bir ‘kaybetme tesellisine’ alışmaya çalışıyordu
24 Şubat 2025 Pazartesi 00:23Veysi Ülgen yazdı | Yanlışını silecek bir silgisi hiç olmamıştı
17 Şubat 2025 Pazartesi 01:03Veysi Ülgen yazdı | Hikayesi kamyonla kaçmakla başlıyordu
02 Şubat 2025 Pazar 22:56Veysi Ülgen yazdı | Belki ceketini alıp gidecekti
13 Ocak 2025 Pazartesi 00:33




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.