Şakir Diclehan yazdı: Nazım Hikmet'in Putları Kırıyoruz Kampanyası -I-

Tarih boyunca "Çarlık" ile idare edilen Sovyetler birliği, “EKİM DEVRİMİ” diye adlandırılan ve 1917 yılında Bolşevikler tarafından gerçekleştirilen bir darbeyle, Komünizm rejimini benimser ve böylece rejim, tüm ülkeye egemen olur.

Peki Ne demektir Bolşevizm? “Bolşevik”, çoğunluktan yana anlamına gelen Rusça bir kelime olup, 1903 yılında düzenlenen Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin İkinci Kongresi’nde Vladimir Lenin ve Julius Martov arasında yeni kurulmakta olan partinin üyelik tanımı üzerine başlayan görüş ayrılığı sonucu yaşanan ayrışmadaki taraflardan Lenin yanlısı grubun adı olur.

Kongrede, Lenin yanlıları çoğunlukta olduğu için Rusça çoğunluk anlamına gelen “Bolşevik” şeklinde, azınlıktaki Martov yanlıları ise, “Menşevik” olarak adlandırılırlar. Kongreden sonra iki taraf arasında birleşme girişimleri olsa da birleşme gerçekleşmeyecek ve 1912 yılında kesin ayrım yaşanacaktır. Bolşevikler, Ekim Devrimi ile iktidarı alacaklar ve Sovyetler Birliği’ni kuracaklardır.

Türkiye’de bazı aydınlar, yirminci asrın başında bir arayış içine girerler. Dağılan Osmanlı Devleti’nin toprakları üzerinde yaşayanlardan  kimisi, Bolşevizm denilen Komünizmin, kimisi hayalden ibaret olan Turancılığın ve kimisi de Cumhuriyet döneminde şekillenecek olan Kemalizm’in peşine düşerler.

Bu ülkenin bir inancı, bir ideali, bir hayat tarzı ve bir dünya görüşü yok muydu ki dışarda oluşan veya ithal edilen ideolojilerin peşine düşen ve aydın geçinenler, yabancı ülkelere sığınarak bir hayal uğruna can verdiler o ülkelerde…

Amacımız, ne birisini küçümsemek, ne yüceltmek ve ne de ideolojisini kritik etmektir. Bir realiteyi gündeme taşıyarak olan bitenleri anlamak, olaylardan ders çıkarmak ve Cumhuriyetin kuruluş felsefesine hizmet edenlerle muhalif olan kişilerin başından geçen olay ya da eylemlerine ayna tutmaktır.

Sovyet Rusya’da eğitim görmek için Nazım Hikmet'le beraber gidenler, 3 kişidirler. Üç kişiden biri olan en yakın arkadaşı Vala Nureddin’in kalbi, bu ideolojiye meyilli olmakla beraber, yurda dönüşünde, komünist olmayı pek tercih etmez. Şevket Süreyya Aydemir ise, önce Turancı, sonra Komünist ve daha sonra da Kemalist olur, son nefesine kadar da bu rejime hizmet ederek can verir.

Vâlâ Nureddin ile Nâzım Hikmet, Kurtuluş Savaşı’na katılmak üzere önce Ankara’ya giderler. Orada umduklarını bulamaz ve hayal kırıklığına uğrarlar. Vala, kısa bir süre sonra Fransızca öğretmeni olarak Nazım Hikmet’le birlikte Bolu’ya atanır. İki şair, Bolu’dan ayrılıp daha iyi bir öğrenim görmek için Moskova’ya gitmeye karar verirler. Bu ikili, birlikte Moskova’ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’ne (KUTV) yazılırlar. Devam Edecek

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sakir Diclehan Arşivi