Yûsif Bedirxan

Yûsif Bedirxan

Yûsif Bedîrxan yazdı: Hafıza-i Beşer

Diyarbakır’da hazırlıkları yaklaşık bir buçuk yıldır yapılan çok önemli bir sanatsal etkinlik nihayet başladı.

Ressam Ahmet Güneştekin’in “Hafıza Odası” Sergisi, tarihi Keçi Burcu’nda geçtiğimiz Cumartesi günü açıldı.

Her ne kadar kentin idareci eliti yer almasa da sergi açılışı; siyaset, sanat, sivil toplum,  gazeteci, yazarların da olduğu yoğun katılımlı bir ev sahipliğine şahitlik etti.

Diyarbakır Ticaret Odası’nın destekleriyle açılan sergi 16 Ekim-16 Aralık 2021 tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak.

90’lı yıllara dayanan faili meçhuller, anadil yasağı, Diyarbakır Cezaevi ve katliamlar olmak üzere Türkiye’nin tarihine dair eserlerden oluşan sergide, "Kayıp Alfabe", "Analar duvarı", "Yoktunuz", "Hafıza tepesi", "Çürüme" ve "5 No'lu Koridor" başlıklı çalışmalar yer alıyor.

Sergide, video enstalasyonlarının olduğu iki tane zindan var. Birinin ismi Çürüme, diğerininki Bellek. Bellek için Güneştekin, “Türkiye’nin 100 yıllık hafızasını sorgulayan bir eser, sadece bir ses. Bu videonun en büyük özelliği benim tanıklık ettiğim, belleğimde yer edinen olayları sanat yoluyla belgeleştirmek. Bu nedenle her yıl güncellenen bir video." Diyor.

Güneştekin, Diyarbakır’daki sergi fikrinin HDP Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Fırat Anlı ve Gültan Kışanak dönemine dayandığını; hendek olaylarının henüz bitmediği bir dönemde davet edildiğini, o dönem yaşananlarla ilgili bir sergi, ya da anıtsal bir çalışma yapılması teklifini şu sözlerle anlatıyor:

Bu benim için bir sürpriz oldu. Sayın Kışanak ve Anlı’yla görüşmemiz neticesinde ortaya çıkan ilk fikir, hendeklerden çıkan enkazlardan bir anıtsal eser yapmaktı. Tahir Elçi katledildikten kısa bir süre sonra şehre geldim. Dört Ayaklı Minare’nin kurşunlanmış o halini görünce çok üzüldüm, çünkü çocukluğum oralarda geçti. Her Diyarbakır ziyaretimde altından yürüyüp bir iki tur attığım bir yapı, bir belge aynı zamanda Dört Ayaklı Minare.

Daha o zaman “benim ne yapıp edip bir gün Diyarbakır’da bir yüzleşme sergisi yapmam lazım” diyordum. Aslında bir sürü nedenim var bu sergiyi açmak için ve elbette bir tanesi de Tahir Elçi’nin orada katledilmiş olması. 2012 yılında, İstanbul’un göbeğinde, eski İstanbul Bienali’nin yapıldığı Antrepo 5’te “Yüzleşme” sergisini açtım. Aynı sergiyi 2013 yılında Ankara’ya taşıdım. Diyarbakır Cezaevi’nde bir sergi açma fikri konuşulduğunda da “memnuniyetle açarım” dedim.”

Kenti dünyanın sanat, siyaset gündemine bu kez de bölgeden bir sanatçı olan Batmanlı ressam Ahmet Güneştekin taşıyor.

Bunları yaparken de acımasızca eleştiriliyor, ötekileştiriliyor iki taraftan da.

Sergi açıldığı gün sosyal medya mecralarında sert eleştirilere maruz kalan Güneştekin sergi için , “Zulme bina edilen kutsallıklar, sanatçı için sorgulama konusudur. Çünkü biz sadece kendi çağımızın tanığı değil, aynı zamanda geçmişin de bilgisinin aktarıcısıyız. Sanatçı bununla mükelleftir” diyerek, adeta cevap veriyor bu eleştirilere.

“Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür” derler.

Bölge için acı anılardan oluşmuş olsa da hafıza tazelemenin bir buçuk yıllık emekle oluşmuş sanatsal etkinliğinde, yaşadığınız toplumdan, kendinizden birçok şeyi bulacağınız harika sergi; kaçırmayın derim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yûsif Bedirxan Arşivi