Yûsif Bedirxan

Yûsif Bedirxan

Kaybederken kazanmak

14 Mayıs seçimlerinde ortaya çıkan en güzel tablo şüphesiz huzurlu bir seçim olmasıydı.

Seçim ile ilgili iddialar, diğer seçimlere nazaran daha az ve iktidarın da muhalefetin de itiraz etmediği, herkesin kabullendiği bir siyasi tablonun ortaya çıkmasına vesile oldu.

Sanırım en önemli olan da buydu.

Gelelim ortaya çıkan siyasi tabloya.

Bir kere 2011’den beri katılımın sürekli olarak arttığı bir süreçte son seçimde katılımın yüzde 89’u bulması en azından demokrasiye olan inancın pekiştiği anlamını çıkarabiliriz.

Muhalefet kanadında seçimde üstün çıkma umudu olduğu söylenebilir.

Hatta kimi kesimler bunu büyük ihtimal dahilinde görüyordu.

Sonuçlar netleşmeye başladığında seçimin ikinci tura kalıyor olmasını da kendi içlerinde bir başarı olarak gördüklerini söyleyebiliriz.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan % 49.5 oy alırken meclis aritmetiğinde Cumhur İttifakı az bir kayıpla % 49.2 oy alarak (halkın yarısının oyunu alarak) pozisyonunu oy kaybetmesine rağmen korudu.

Genel kabul gören durum; tüm olumsuzluklara rağmen Erdoğan iktidarının galip gelme becerisini gösteriyor olması büyük bir eziklikle kabul görmüş gibi.

Ancak;

Mevcut tabloda ortaya çıkan Ak Parti’nin oy kaybetmesine rağmen kazanmaya devam etmesinde en büyük sebep ise muhalefetin istikrarsızlığı yine seçim tarihine not düştü.

Ancak gözden kaçan başka bir durum Türkiye’deki seçmen alışkanlıklarının geleneksel milliyetçi ve muhafazakar eğiliminin sürmesi ve iktidarın bunu çok iyi kullanması.

Bir kere Erdoğan bu anlamda kabul gören bir pozisyonunu oy kaybetmesine rağmen tahakküm etmesindeki nedenlerden biri de muhalefetin laik ve seküler anlayışta ısrar etmesi.

Gelelim Cumhur ittifakının iktidarını tahakküm ettiği seçimde ortaya çıkan kayıp tablosuna.

Erdoğan’ın başarısını amenna derken; AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 sonrasında, tarihinin en düşük oyunu aldı. 2002’de yüzde 34.2 oy alan AK Parti, daha sonraki seçimlerde hep yüzde 40’ların üzerinde kaldı. 2007’de yüzde 46.5, 2011’de % 48.2, 7 Haziran 2015’de yüzde 40.9, 1 Kasım 2015’de yüzde 49.5 ve 2018’de yüzde 42. 6 olan AK Parti oyu, 2023’te yüzde 35.3’e geriledi.

Cumhurbaşkanın halk tarafından ilk defa seçildiği 2014’te yüzde 51.7, 2018’de ise yüzde 52.5’lik desteği arkasına alan Erdoğan, 2023’de üç puanlık gerilemeyle yüzde 49.5’te kaldı.

5 yıl öncesiyle karşılaştırıldığında, seçmen sayısı yaklaşık olarak beş milyon artmışken iki milyon civarında oy AK Parti’den uzaklaştı. 14 Mayıs’ta AK Parti 7 puan, Erdoğan ise 3 puan yitirdi. 82 ilin 73’ünde hem AK Parti’nin hem de Erdoğan’ın oyları azaldı. Yani seçimden önde çıksa da AK Parti, seçmen kitlesinde kayda değer bir kayıp yaşadı.

Tüm ekonomik olumsuzluklara ve usulsüzlük iddialarına rağmen milliyetçi muhafazakar söylemin etkisi elbette var.

Son söz; ikinci turda ne olur?

Yine Erdoğan kazanır; zira muhalefetin kısa zaman içinde kendini değiştirecek dönüştürecek bir yapılanmaya kavuşması zor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yûsif Bedirxan Arşivi