Tarık Othan yazdı: Pazarın ateşi düşmüyor, halk çaresiz!

Nisan’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayat pahalılığıyla ilgili, “Yaş sebze ve meyvede yaşanan pahalılık mevsimsel etkilerden ve ihracattan kaynaklanıyor. Yaz gelip mahsuller ortaya çıktıkça gıda ürünlerinin fiyatı düşer. Bu yıl bolluk, bereket yılı olacak’ demişti.

Geçtiğimiz günlerde açıklanan Tarım-ÜFE’de 2022 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 0,66 azalış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 98,84, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 148,90 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 67,98 artış gerçekleşti.

Bu devletin resmi rakamları.

Mutfağın olmazsa olmazları patates, kuru soğan, domates ve limon fiyatları geçen yıla göre yüzde 100-614 arasında değişen zamlarla tezgahlarda. Geçen sene 3 kilo 10 liraya satılan patates, soğan 10-12 lira arasında satılıyor.

Sözü yerde bırakan bu artışların sebebi ne?

Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan,  patates ve limonda üreticinin ekim konusunda sıkıntı yaşadığını ve fiyatların yüksek seyretmeye devam edeceğini söyleyip devam ediyor: “Patatesin dekar başına üretim maliyeti yüksek. Kilogram başına 1-1.5 TL de nakliye maliyeti var. Aksi gibi halkın 4 temel ürünü olan kuru soğan, domates, patates ve limonun 4’ü de pahalı. Bundan sonra fiyatları üretimdeki durum şekillendirecek. Biraz mevsimsel iyileşme olabilir ama limon, soğan ve patatesi ciddi takip etmek gerekiyor, temel ürün bunlar. Her tarafı sarsar bu ürünler. Patates geniş alanda üretim yapılan bir ürün. Burada patates, soğan gibi ürünlere dikkat etmek lazım”

Peki ya mevsim sebzesi ve olmazsa olma domateste durum ne?

Domateste tarla ürünlerinin devreye girdiği, ancak çok fazla fiyat düşüşü beklenmemesi gerektiği; sera ürünlerinden açık alana geçmeye başladığı ve fiyatlara çok yansımayacağı yönünde görüş var.

Onca beklenti oluşmasına neden olan “Hele 6 aya geçsin, olmadı 6 ay daha geçsin, o da olmadı 2023 baharına ertelemeler” eşliğinde yazın ortasına yetiştik ancak 15-20 sınırındaki temel sebze-meyve ihtiyaçları hala alınmaya gelmiyorsa ortada ülke ekonomisini ve hükümetin müdahalesini aşan ciddi sıkıntılar var demektir.

Hızlı bir fakirleşmeye işaret eden pazar rakamlarından geriye düşüş beklemek saflık. Aynı noktadan hareketle sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan bir üst düzey Ak Partili’nin paylaşımından bir kısımla yazımızı bitirelim:

“Sürekli büyüme rakamı açıklayarak sokağın gönlünü almak mümkün mü? Sokağa indiğinizde büyümeyi hissedenlerin çoğunun % 10'luk dilime sahip kesim olduğunu görüyoruz. Mevcut politika ve tercihler alt ve orta gelir grubundan daha çok % 10'u mutlu ediyor. Burada dikkat. 15 Temmuzda sokağa inenlerden kaç tanesi %10'luk gruptaydı? Ak Parti iktidarlarını 20 yıl boyunca omzunda taşıyan daha çok hangi gruplardı? Büyüme rakamları açıklandığında sokak neden tepkili?

Betona gömülen paradan vatandaşa bir pay düşmüyor. %10'luk kesime verilen krediler %50'lik kesimin refahını artırmıyor. Dar bir elit kesim servetine servet katıyor. Bu düzeni baştan aşağı değiştirmek zorundayız. Sokağı duymayan, sokağı görmeyen teknokrat akıl sorgulanmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tarık Othan Arşivi