Afet yönetimine dair

Tarık Othan

Yaşanan depremler her şeyden önce hem dayanışmayı diğer yandan da ahlak ve vicdan eksikliğini gösterdi.

Toplumdaki dayanışmanın önüne geçmese de at başı gitti her ikisi.

Ben ahlak ve vicdan eksikliğine vurgu yapmak istiyorum.

Fırsattan istifade yağmaya başlayanlar, hırsızlık yapanlar ve öncesinde düşük kaliteli malzeme kullanılan binalar, denetim eksiklikleri, kesilen kolonlar, fırsattan istifade artan kiralar…

İnsanlıktan nasibini almamış, rezil insanlar.

Kendi alanında toplumsal ahlakla zıt şahsa münhasır, münferit olaylar diyebiliriz. Ancak hem kamusal denetimsizlik, hem müteahhitlerin tüm meslek grubunda güvensizlik yaratan aç gözlülükleri.

Toplumdaki ahlaki yozlaşmayı aşan girişimler bunlar.

Neyse bu başlı başına tartışılacak konuları şimdilik not edip başka bir konuya değinmek istiyorum.

Afet Yönetimi!

Devletin afet yönetimi ile ilgili eksikliği bu üst düzey depremde ortaya çıktı.

AFAD’ın 2022 yılı raporuna göre kurumun merkezde 688, taşrada ise 5.294 personeli var.

Çalışanların hepsi acil durumda müdahale edebilen ya da arama kurtarma ekibine dahil olanlar değil.

İçişleri Bakanlığı verilerine göre son depremlerde AFAD’ın arama ve kurtarma ekiplerinden 1.536 kişi sahada. AFAD ile beraber polis, Polis Arama Kurtarma (PAK), Jandarma Arama Kurtarma (JAK), Jandarma Özel Harekat (JÖAK), jandarma personeli, Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli, gönüllü ve güvenlik korucusu olmak üzere toplam 38 binden fazla kişi arama kurtarma çalışmalarına katılıyor.

İletişim Başkanlığı ise 8 Şubat itibarıyla sahada 118 bine yakın personelin bulunuyor; bu sayıya, yerel ve uluslararası arama kurtarma çalışanlarının yanı sıra diğer yardım görevlileri de dahil.

Belli ki yetersiz, bunun nasıl aşılacağı konusunda farklı görüşler var.

Bunu en baştan belirtelim; Hiçbir ülke binlerce insanın ve binaların çöktüğü böylesi bir afetin altından kolay kolay kalkamaz.

Normal şartlarda bir enkazda 30 kişilik ekibin üç vardiya çalışması gerekir, bu 90 kişi demektir. Bunlara yemek yapan ve yardım edenlerle beraber 100 kişi olsun.

10 bine yakın enkaz var, bu 1 milyonun üzerinde arama kurtarma personeline ihtiyaç var demektir. 1 milyonluk arama kurtarma ekibini, dünyanın hiçbir yerinde yoktur sanırım.

Madem deprem ülkesiyiz; bunun bir çözümünü üretebilmemiz.

Kaba taslak şöyle bir öneri sunulabilir.

Öncelikle kamu çalışanları (memur, öğretmen, asker, polis vs) düzenli eğitimlere tabi tutulabilir.

Tıpkı askerlikteki sefer görev emri gibi belirli dönemlerde yaşadıkları yerlerde 1 haftalık bir tatbikatlar ya da pratiklerin uygulandığı kampa alınabilir.

Buna belli yaş aralığındaki vatandaşlar, öğrenciler de dahil edilirse ne ala!

Bu devlete ek bir yük getirmez ve devletin bu konuda elini de güçlendirir.

İktidarlar geçicidir, devlet ise kalıcıdır ve bu bir devlet politikası olarak uygulanmalı.

Bir ikincisi ve en önemlisi yapı denetim mekanizmasının güçlendirilmesi konusu.

Olası rüşvet, kayırma gibi durumların önüne geçebilecek en başta ahlaki anlayış, sonrasında olası durumlarda büyük cezayi müeyyideler hayata geçirilmeli.

Dahası varır ama ben kıt aklımla buna kanaat getirebiliyorsam; devlet alasını yapabilecek güçtedir. Yeter ki istensin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tarık Othan Arşivi