Mesut Çokur Yazdı: Milli Samsalar Neye Dönüşür?

Size gözümüzden kaçan, pek umursamadığımız, hatta "aman boşver" yanıtı vereceğiniz bir hadiseden bahsetmek istiyorum. Çok iyi bildiğimiz fakat tehlike olarak görmediğimiz bir veba çeşidi.

Ortaçağda yaşansa cadı tanımı yapılarak kazana atılması mümkün bir yara bu. Belirli toplumlarda görülme olasılığı daha yüksek bir genetik aktarım. Konunun adı; Sahte Hümanizm ve Milliyetçilik Fetişizmi.

Bu tür kendi demonim ifadesinin önüne beyaz sıfatını alarak tanımlanır. Örnek vermek gerekirse "Beyaz Türk". Hatta tam olarak doğru tanım bu. Bu coğrafyada son 150 yılın sıtması olan Beyaz Türkler. Avrupa'nın kuzeyinde bir şehirde haksızlığın karşısında Hazreti Ömer'in adaletini ölçü olarak kullanan bu tür kendi memleketindeki zorbalığa yüzlerini kapatacak boyuttaki binlerce liralık güneş gözlükleriyle bakıp dillerini kullanmamayı seçerler. Alplerin yamacında av partilerine katılıp avlanması suç olan hayvanların etiyle bir öğünlerini geçiştirerek derisini ve kürkünü de kuzeyde karşısında durduğu haksızlığa uğrayan kişinin soydaşlarıyla üç kuruşa diktiği en lüks kıyafetlerle aktarmasız olması olası jetleriyle Anadolu semalarında görünürler. Gazeteye buruk bir tebessümle verdiği demeçle yüreklere su serpmeyi de ihmal etmezler; Bunlar Gerçek Değil İmitasyon. Paris'in ortasında Fransızcayı anadili gibi konuşan Afrika kökenli insanları görünce "bunlar neden kendi dillerinde konuşmuyorlar, bu hiç adil değil" demeyi ihmal etmezler. Üst düzeydeki ödev ve sorumluluk bilinci Edirne sınırında buhar olup uçar. Akşam haberlerinde ülkenin en hassas siyasi dönemlerinin birinde ülke nüfusunun önemli bir kısmının oluşturan Kürtlerin anadili olan Kürtçe demeçleri yayınlamayı reddedip "anadili Türkçe olan bu coğrafyada anadilimizdeki haberlerle devam ediyoruz" demeyi bir borç bilirler. Bunları söylerken "vatan, millet, Sakarya" nâralarının hatrı sayılır bir güruh tarafından hoş karşılanacağından emin konuşurlar. Jön Türkler projesi belirli aralıklarla ısıtılıp yeniden önümüze konuyor. Bu yazıyı okuyup "evet, kesinlike doğru" benzeri sözlerle onaylayıp unutacağız. Çünkü, ajite ederek genlerimize işlediler. Fransız görgüsüyle büyüdüler fakat fakir edebiyatıyla yoğuruldular. Realist düşünceyi baz alıp kendi yazdıkları masallarla uyuttulular. Yorumlama yeteneğini kavrayıp yalnızca kendi eşrafına uyguladılar. Yılın belirli aylarında pasaportlarında damgalanacak yer bırakmadılar ama bizi ilçe otogarlarını hayal edecek bir kıvama getirdiler. Aynı yabancı dilin farklı bölgelerde nasıl konuşulacağı konusuda uzmanlaştılar ama kendi toprağında konuşulan dillerden uzaklaştılar. İsviçre'de doğan Ganalı Muhammed'in Gana asıllı ve Afrika kökenli bir İsviçreli olduğunu ve bölücü bir unsur kullanmadığını kabullendiler ama Türkiye'de doğan Kürt asıllı Mehmet'in "Türkiyeliyim" ifadesini bölücü propaganda saydılar. Çok yazık, hatta buna yazık demek de yazık.

Elbette bitecek zırvalarınız

Cahile laf anlatmak kolay geliyor

En sonunda yıkılacak saltanatınız

Dalkavukluğunuzu herkes görüyor

Eğilmeyecek hiç kimse önünüzde

Feriştahınız bile bunu biliyor

Nefretle hatırlanacaksınız her gününüzde

Efsane geçinenler de siliniyor

Sıraya kimi koydunuz kemirilecek

Elin oğlu kendine demiyor Fransız

Rütbeniz kademelerle sökülecek

Ahlâk bekçiliğine soyunmuş arsız

Prangaların sizi bulması olası

Özünüz sizi uçuruma hazırlıyor

Zırh gördüğünüz düşünceler yıkılası

Lakin beşerin kalbi buna dayanmıyor

El pençe durmak sizi kurtarmayacak

Mahşerden evvel elbet hesap sorulacak

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut Çokur Arşivi