
Mesut Çokur
Mesut Çokur Yazdı: Bir Gülle Bülbül Olmak 2
Küçükken çocuk kalbimle "büyüyünce İbrahim peygamber olacağım" derdim.
İnsanlığın babası, Allah'ın sevgilisi, zalimlere sükut ile haykıran elçilerin en gür sesi.
Kime benzemeyi istemeli İslam fıtratından nasibini almış nur tanesi? Var mı kainatta eşi?
Zaman gelip geçti. Büyüdüm, bıyıklarım terledi. Yıllar yılı çorak oldu gönlüm.
Sadece katıksız anne sevgisi. Bir başka yüreğe cehennem arazisi. Nadas ki ne nadas. Yağmurdan bile bir haber kaldı. Yağmur yağdı yağmasına da ben hep muşamba gerdim çatısına.
Çatı da çatı olsa. Kimseyi sevmeyeceğime dair kendi kendime verdiğim söz ve o sözün hatırası İsa'dan borç alınmış iki paslı çivi. O pasın üzerine bir daha pas tuttu.
Sonra bir daha ve bir kere daha. İki bin yıllık çivi benim kalbimde daha çok kirlendi. Unuttum sonra. Nereden geldim çivi mevzusuna? Ha şimdi hatırladım; yağmura kafa tutan muşamba. Öyleydi uzun yıllar içim. Sonra ne mi oldu? Evin sahibi olduğunu iddia eden bir kiracı girdi içine. Evin onun olmasını o kadar istedim ki anlatamam. Zira rutubeti bahane eden diğer kiracılar gibi kapıyı ardına kadar açık bırakıp bir şafak vakti gitmezdi. Unutmuşuz ya sevmeyi, ölümü bile unuttururmuş bu duygu. Sevmeye sevmeye kime benzemek istediğimizi de unuttuk. Kulağıma İbrahim'ı fısıldayıp nasıl da Nemrut oldum?
Sevmeyi becerdiğim o makbul günde kalbime bir gül derdim. Suyunu da ışığını da Allah'tan istedim. Akabinde taş kesildi sanki bedenim. Hücre hapsinden çıkan mahkum gibi reddetti gözlerim güneşi. Ben ki oğlunu kurban eden Allah yolunda, Beytullah'ı inşa eden ilmek ilmek, putları diken ellere savaş ilan eden Halilûllah.
Ne uğruna kurban etmeyi göze aldın gül goncasını, ne uğruna yıkmak istedin o biçare yüreği, putlara karşı dut yemiş bülbül olmak mıdır kastın bre mel'un, bre gafil, bre Nemrut. Kurban olduğun canı neye kurban edersin?
Toprağından gayrı çiçek açmaz güller bilmez misin? Ateşi suya çeviren yüreğin nasıl döndü taşa? Akşamı sabah eden Rabbini mi unuttun yönel arşa. Bak ki titresin yüreğin. Bak ki putlaşmış düşüncelerden arınasın. İbrahim olduğunu hatırlayıp kor alevlere dalasın. Çölü susuz, anayı yavrusuz koymayan seni unutur mu? Beytullah'ın mimarı miski amberden gülü kurutur mu?
Ağacı insanla denk tutan Yaradan bunu kabul eder mi? O mahkeme ki Süleyman'ı sanık edecek karıncanın karşısında. Helal kılmışsa yüreklerimizi birbirine bizi bize düşman eder mi? Ben yanmadım mı sanki senden önce? Kitaplar şahit, krallar şahit, Urfa şahit. Sırtımı dönersem yüzüne balıklar odun değil odum olsun. Evladının kaderini yaşamış desinler de adım İsmail olsun. Allah'ı hatırlatıyorsun diye akşamların da aydın olsun. [email protected]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.