Tarık Othan
Tarık Othan yazdı: Kent Hafızası; Gelen gideni aratmasın yeter
Kent gündeminin bu yılki son yazısı.
Bu köşede neredeyse her ay bir çok iyi ve kötü olayı beraber hafızaya aldık. Eksikler olmuştur mutlaka.
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür deyip unutmamak adına yazdık, çizdik, eleştirdik.
Unutuyoruz, bu yüzden unutmamak adına not aldık acıyı, mutluluğu, iyiyi, kötüyü…
Acıların, sıkıntıların, zaman zaman iyi olayların yaşandığı bir yılı daha geride bırakıyoruz, yaş alıyoruz, yaşlanıyoruz velhasıl.
Bir yılın ardından kent için en kötüsü ve en iyisi ne diye sorduğumda ilk aklınıza ne gelir?
Öyle hemen akla gelen öne çıkmış bir olay pat diye gelmiyor.
Dedik ya “Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür”…
Öyle sağı solu karıştırmadan Hafıza-i beşer ile spontane neler geliyor ilk akla bakalım. Unuttuğum olursa affola!
Bildik sorunlar, asayişi kısmen berkemal sıradan adli olaylar, zaman zaman yaşanan ve rutine binen gazetecilerin ve siyasilerin gözaltı ve tutuklamaları, yılın sonunda bir bombalı saldırı dışında öyle aman aman bir şey gelmiyor aklıma.
“İthal bürokrat” tartışmalarıyla gündem olan Vali Münir Karaloğlu’nun ani bir kararla merkeze çekilmesi, MHP Diyarbakır İl Başkanının çocuğa nitelikli cinsel istismar ile ilgili yakalanmasının ardından bir kahraman edasıyla kısa sürede tahliyesi ilk akla gelenler.
Neredeyse tüm siyasi liderlerin ziyaret ettiği kentten Kılıçdaroğlu da, Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Babacan da, Davutoğlu da, Muharrem İnce de gelip geçti.
Ve en önemlisi Selahattin Demirtaş bulunduğu cezaevinden yıllar sonra babasını ziyaret etmek için neredeyse 1 saatliğine geldi Diyarbakır’a. En çok da o kaldı akıllarda sanırım.
Sürekliliği olan uyuşturucu operasyonları, yasadışı bahisçilere yönelik ilginç isimlendirmelerin konulduğu operasyonlar da adli vakaların sanırım en sık olanlarıydı.
Ekmeğe, şehir içi ve şehirlerarası ulaşıma ve bilcümle tüm ürünlere gelen arkası kesilmeyen zamlar ve buna karşı bir yılda asgari ücret, emekli ve diğer maaşlara üste üste yapılan iki zam…
Velhasıl ekonomideki gidişatın insan ve toplum üzerindeki etkileri sanırım daha belirgin.
Tüm bunlara rağmen Surlardaki ve tarihi kimi yapılardaki restorasyonlar da sürdü yıl boyu.
Ne kaldı geriye diye sorarsanız tek bir temenni sunmak istiyorum; Umarım gelen gideni aratmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.