Tarık Othan
Tarık Othan yazdı: Kaynartepe’de neler olacak? - II
Projede özellikle dile getirilen “güvenli ve sağlıklı yerleşim yeri oluşturulacağı” iddiası ile ilgili söz konusu dönemde açıklamalarda bulunan Şehir Plancıları Odası Şubesi, şunlara dikkat çekiyor:
“Yaptıkları anket sonuçlarında alanda engellilik oranı yüzde 15 olmasına rağmen planlama kararlarında bu gözetilmemiştir. Yayımladıkları rapora göre proje alanında mevcutta bin 345 hane, 171 iş yeri, 53 depo alanı, 1 eğitim alanı, 2 ibadet alanı bulunmaktadır. Öngördükleri nüfus için bile yönetmelikte sağlamaları gereken sosyal donatı alanı (yeşil alan, eğitim, sağlık gibi) karşılanmamıştır. Söz konusu plan 5.36 hektar büyüklüğünde bir alanı kapsamaktadır. Bu alanın mevcut nüfusu yaklaşık 6 bin 750 kişi olarak hesaplanmıştır. Yine rapora göre bölgenin nüfusunun giderek azaldığı öngörülmüş ve 1750 kişinin alanda barınacağı şekilde hesap yapılmıştır. Geriye kalan yaklaşık 5 bin kişinin ise bölgeden göç edeceği varsayılmış olup, bu göç eden nüfusun mekansal, sosyal veya ekonomik koşulları için herhangi bir öneride bulunulmamıştır. Bu kesimin nerede nasıl, hangi koşullarda yaşayacağına dair herhangi bir öngörüde bulunulmamış”
…
Mahalle sakinleri ise süreci endişeyle izliyor. Mahalle muhtarı İlhami Altun ev fiyatlarının arttığını hatırlatarak, yurttaşların evlerine biçilen bedele itiraz etmelerini haklı bulduğunun altını çizip ve “5 ay önce 70-80 bine satılabilecek evler şimdi 250 bin lira. İnsanlar bu nedenle evlerini bu koşullarda vermek istemiyor” diyor.
Yeni yapılacak evlerin fiyatının 550 bin lira olarak belirlendiğini belirten muhtar Altun, “Burada yaşayan insanlar yoksul. Buradan çıkarlarsa geri dönemezler. Hiçbiri 550 bin lira verip yeni evlerden alamaz” diyerek mahallede oturanların ekonomik durumunu dikkat çekiyor.
Mahalle sakinleriyle zaman zaman karşı karşıya geldiğini de söyleyen Altun, “Adamın evine 40 bin lira değer biçilmiş, bu fiyata itiraz ediyor ama bunun için bana geliyor, benimle tartışıyor. Ne valiye ne kaymakama çıkabiliyor. Halbuki benim yapabileceğim bir şey yok. Onların sorunlarını Vali beye aktarmak isterim ama ben de valiyle görüşemiyorum.”
Yıkılan evlere de değinen Muhtar Altun, “Bunlar metruk binalardı. Ev sahipleri arsa bedellerini alarak yıktırmak istemişlerdi zaten. İki metruk binayı yıktılar ve ‘kentsel dönüşüm başladı’ dediler. Halbuki daha bir anlaşma sağlanmadı, en azından bu konuda bana bir bilgi gelmedi” diyor.
*
Süreç işlemeye devam ederken, mahalle sakinlerine evlerini boşaltması için 3 ay süre verildi ve yetmezmiş gibi alanda bu kez de Dicle Elektrik ve Dağıtım A.Ş (DEDAŞ) tarafından sayaçlarının direklere taşınması için çalışma başlatıldı. Üstelik yapılan çalışmadaki kablo parasından sayaca kadar maliyeti de tüketiciden istiyor.
Sormak lazım madem buralar yıkılıyor DEDAŞ’ın yaptığı çalışmaya niye?
Mahalleli bunu bir yıldırma olarak niteliyor.
Malum DEDAŞ’ın daha fazla kâr amaçlı ticari kaygılarına kılıf olan kayıp-kaçak gerekçesiyle ilçelerde sürdürdüğü çalışmalarda zorlukla karşılaştığında devreye güvenlik güçlerini sokuyor. Bu kez de aynı şeyi yaptı. Burada da çıkan tartışmanın ardından ekiplerin çağrısı üzerine polisler mahalleye gelmiş.
Bir de mahalledeki evler için en fazla 120 bin civarında değer biçilirken, aynı yerden evler için 500 bin TL gibi fiyatlar konuşuluyor.
Zaten dar gelirli olan mahalle sakini, sözde “yerinde dönüşüm” için mahallesinde kalmak isterse neredeyse 2-3 katı bir para ödemek zorunda kalacak.
Sur’da yaşananların aynısı bir süreç işletileceğe benziyor.
Neden süreci daha anlaşılır kılmak için şeffaf bir çalışma yapılmıyor?
Bir an önce bu yanlışlardan dönülerek dar gelirli vatandaşlar gözetilerek çalışmalar yapılmalı ve geniş katılımlı bir toplantı yapılmalı ve DEDAŞ bölgeden çıkarılmalı. (SON)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.