Yûsif Bedirxan

Yûsif Bedirxan

Yusif Bedîrxan yazdı: Kontrolden çıkışın sebepleri neler?

Yılbaşından itibaren elektrik, doğalgaz ve akaryakıta yapılan zamların sadece hane halkıyla sınırlı kalmayacağı malum; her biri üretimde maliyeti artıran faktörler.

Yediğimiz içtiğimi, giydiğimiz her şeye kadar her türlü mal ve hizmete doğal olarak yansıyacak etkenler bunlar.

Hükümet, asgari ücretten, memur ve emekli maaşlarına kadar artışlara giderek vatandaşın yükünü hafifletmeyi amaçlasa da; artık kontrolü aşan bir durumun söz konusu olduğunu görüyoruz.

Bununla başa çıkmak için ne yapılabilir ya da nasıl bir yol izlenmeli?

Sadece elektrik üzerinden hareketle bir durum değerlendirmesi yapılabilir?

Öncelikle enerji üretiminde ciddi ithal kaynak bağımlılığımız var. 2020 rakamlarına göre, net yüzde 43.6 ithal kaynak bağımlısı bir ülkeyiz.

İthal kaynakta dışa bağımlılık nedeni tercihli bir politik anlayış mı değil mi? Bu tartışılmalı öncelikle.

Örneğin geçen yıl barajlardaki su seviyesinin düşmesiyle doğalgaza ciddi bir yönelim oldu ve 2020'de yüzde 43.6'da olan bağımlılık 2021'de daha yükseldi.

Enerji de ‘yenilenebilir enerji kaynakları’ diye müthiş bir alternatif kaynaklar var ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) diye bir kurum tarafından idare ediliyor.

Buradan elde edilen elektriğe (teşvik amacıyla) dolar-sent cinsinden üretim garantisi veriliyor. Su santralleri örneğin, o sistem içinde geri alınması mümkün değil. Bu resmen kaynak aktarımı. YEKDEM içinde üretilen elektrik de yüzde 20-25 civarında. Toplam elektrik üretiminin yüzde 45'i ithal kaynak, yüzde 25'i de YEKDEM dediğinizde, yüzde 70'e yakın bir oran tutuyor. Yüzde 70'inin dolar veya Euro cinsinden bir ödemesi ya da maliyeti varsa bu sistemde ucuzluk beklemek mümkün değil.

Bir de elektrik piyasasının bugünkü hacmiyle ilgili kısmına da bakalım.

Bugün Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'ndan (EPDK) lisans almış 2 bin 500 özel şirket faaliyet gösteriyor. Elektrik piyasası, yaklaşık bu tarife rakamlarıyla 550-600 milyar lira bir hacme sahip. Doları 10 liradan alalım. Karşılığı 50 milyar dolar! Ve bu pastadan 2 bin 500 şirket faydalanıyor.

Burada vatandaş ise; itiraz dahi edemeyen kullanışa açık kâr kapısı!

Böyle olunca ciddi rakamlar ortaya çıkıyor. 2019’da kamuoyuna yansıyan bilgilere göre; Türkiye Bankalar Birliği (TBB) 5 Eylül 2019'da, elektrik üretim ve dağıtım sektörünün mevcut borç stokunun 47 milyar dolar civarında olduğunu, bu tutarın yaklaşık 10 milyar dolarlık kısmının 2019 yılı içinde yapılandırmasının tamamlanmasının beklendiğini açıklamıştı. 10 milyar dolar muhtemelen yapılandırıldı ve ödendi. Peki, geriye kalan 37 milyar dolar ne oldu? Bundan kimsenin haberi yok? 50 milyar dolarlık bir piyasa hacminden bahsettik. 2019'da kamuoyuna yansıyan rakamla ilgili bugün ortada bir veri yok! Bu ne demektir? Üretim- dağıtım şirketlerinin daha doğrusu bu piyasa içinde rol alan sermaye gruplarının borçlarının muhtemelen bu tarifelerle kapatıldığı iddia ediliyor.

Yani en basit şekilde naçizane bir fikir ortaya atacak olursak; enerji piyasası bir an önce kamulaştırılarak halkın menfaatine yönelik bir yapıya kavuşturmak en mantıklısı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yûsif Bedirxan Arşivi