Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve yaklaşık 200 ülke ve bölgeye yayılarak Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Pandemi” olarak kabul edilen Koronavirüs salgınında ağır sürecin görünen itibariyle en yoğun dönemini yaşıyoruz.

Vaka, ağır hasta ve ölüm oranlarındaki artışlar ürkütücü bir tablo ortaya koymasına rağmen, günlük yaşamdaki işleyiş normal hayat standartlarında sürüyor.

Geçtiğimiz günlerde Dünya Sağlık Örgütü’nün Covid-19 özel temsilcilerinden David Nabarro’nun konuyla ilgili açıklamalarını okuyunca dehşete kapıldım.

Nabarro, korona pandemisinin ‘daha yeni başladığını’ söyleyerek “Sonuçları da herhangi bir bilim kurgu filminden daha kötü olacak” değerlendirmesini yaptı.

Nabarro’ya göre, “durum gerçekten çok ciddi ve daha henüz ortalarında bile değiliz. Virüsün dünya çapında yaratacağı sonuçların daha başındayız ve şahsen şuna inanıyorum ki, gerçekten çok olumsuz bir etkiye yol açacak”

Nabarro, salgının herhangi bir bilim kurgu filminden daha kötü olduğunu ve yeni vakalar arttıkça durumun daha da kötüleşeceğini söylüyor.

Mevcut durum nedeniyle hükümetleri de eleştiren Nabarro, ülkelerin pandemi hazırlığına yatırım yapmamış olduğunu ve DSÖ’nün ocak ayındaki uyarılarını yeterince dikkate almadığını belirterek bunun ‘utanç verici’ olduğunu söylüyor.

Nabarro’nun dikkat çektiği bir başka konu ise pandemi ile artacak olan yoksulluk.

Bu korkunç bir durumu şu sözlerle ifade ediyor:Dünyayı sadece bir resesyona değil, muhtemelen yoksulların ve yeterince beslenemeyenlerin sayısını ikiye katlayan, yüz milyonlarca küçük iş yerini iflasa sürükleyen devasa bir ekonomik daralmaya yol açacak şekilde kontrolden çıkmış bir sağlık meselesi…”

…

Koronavirüs salgınına karşı sadece Türkiye değil neredeyse dünya çaresiz kaldı. Önüne geçilemeyen virüs salgını, can almaya devam ediyor. Bu süreçte dünya genelinde Koronavirüs hastalığına yakalananların sayısı 30 mlyom sınırında hastalığa yakalandıktan sonra iyileşenlerin sayısı ise 22 milyon civarında.

…

Mevcut tablo ister istemez karamsarlığa yol açıyor.

Pandeminin sadece tek bir noktadan görüş ve tedbirlerle aşılamayacağı inancı güçleniyor. Konu ile ilgili başta sağlık olmak üzere tüm sivil toplum kurumlarının içinde olduğu bir çalışma grubu oluşturulmalı.

Resmi rakamlara ve virüs politikalarına itiraz eden Türk Tabibler Birliği’nin salgın sürecinin iyi yönetilmediği,  sürecin doğru kontrolü için iş birliğinin önemine vurgu yapan açıklamaları dikkate alınmalı.

Sadece devlet odaklı tedbirlerle aşabileceğimiz bir durum değil bu.