Ufuk Çimen
Bu kadar soyguna rağmen ayaktaysak - 1
Sayıştay her yıl bir önceki yılı kapsayan devlet kurumları, üniversite vb. kurumları içeren raporları yayınlanır.
2018 yılını kapsayan bu yılki denetim raporlarında, özel hastanelerin SGK’yı zarara uğrattığı yönünde tespitler yer aldı. Özel hastane kaynaklı suiistimallerde, uzman doktorların maaşlarının asgari ücret üzerinden gösterilmesi ile hastaların aynı tarihlerde birden fazla hastanede yatarak tedavi edilmiş bildirilmesi gibi çarpıcı tespitler bulunuyor.
2012’de geçilen ve vatandaşın aldığı her hizmeti görebileceği yeni on-line sistem kurulmuş ve bununla şişirilmiş faturalarla soygun düzeninin tamamen biteceğini iddia edilmişti. Bundan altı yıl önce de MEDULA, yani sosyal sigortalar kapsamında olanlara dair her türlü sağlık hizmetinin elektronik ortamda izlendiği bir sistem kuruldu. Böylece tedaviden ilaca kadar sağlıkta her aşama devletin takibi altında olacak, usulsüzlük anında tespit edilecekti. Ama gelin görün ki, çalma iradesi bir kez harekete geçmesin, önünde dağ dayanmıyor!
Milyonlarca liralık yatırımla kurulan sistemler bırakın yolsuzluğu önlemeyi, aksine daha da kolaylaştırmış durumda.
Nasıl mı?
Bahadır Özgür’ün Sayıştay’ın MEDULA sistemi üzerinden yaptığı ve dün (24 Eylül 2019) yayınlanan raporu üzerinden derlediği bilgiler ışığında kaleme aldığı yazısındaki birkaç tespite birlikte bakalım isterseniz.
Sayıştay’ın ilk bulgusu ‘tarama amaçlı muayene ve işlemlerin, yani check-up’ların, Sağlık Uygulama Tebliği’ne (SUT) aykırı şekilde faturalandırılması. Tarama amaçlı muayene işlemlerinin SGK’ya fatura edilemeyeceğinin yasada açıkça belirtildiğini söylüyor, Sayıştay. Ama fiili durum bambaşka.
2018 yılında bazı sağlık kurumları tarafından periyodik şekilde, aynı gün içerisinde, farklı takip numaraları üzerinden, farklı branşlarda muayene yapıldığını, benzer tanılar üzerinden bunun da SGK’ya fatura edildiği tespit edildi. Öyle ki bazı sağlık tesisleri aynı gün içinde 170 farklı hastaya genel cerrahi, göğüs hastalıkları, kalp damar cerrahisi, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, iç̧ hastalıkları, göz hastalıkları, kardiyoloji gibi ona yakın branşta işlem yapmış.
Peki, bunun SGK’ya bir yıllık maliyeti ne kadar?
35 milyon 384 bin 396 lira. Yani bu meblağ, özel hastanelere haksız yere ödenmiş.
Fahiş ve yasa dışı ödemeler bununla sınırlı değil. Sayıştay hastalara konulan tanılar ve ameliyat bilgileri ile faturalandırılan işlemlerin birbiri ile uyuşmadığını da belirliyor. Hatta bazı durumlarda hastaya konulan tanı ve yapılan tedavi ile SGK’ya kesilen fatura arasında alaka dahi bulunmuyor.
Mesela; hastaya vertigo veya üst solunum yolları enfeksiyonu tanısı konulmuşken, kesilen faturada sezaryen ve normal doğum işlemi yazılmış. Danıştay söz konusu faturadaki kimlik bilgisine baktığında böyle bir doğumun olmadığını vurguluyor. Özel hastane pahalı olan doğumu göstererek, haksız kazancı cebe indirmiş.
Bir tane daha aktaralım: Bir hasta için 2 adet diz primertibial komponent kullanıldığı belirtilmiş̧ olmasına rağmen, 48 adet fatura kesilmiş. Böylece bin 378 TL ödeneceği yerde 66 bin TL ödeme yapılmış. Devam Edecek
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.