Ufuk Çimen
Ufuk Çimen Yazdı: Bir sırla yaşamak: Sami Hazinses - II
1953 yılında Mahir Canova'nın yönettiği, Cüneyt Gökçer, Atıf Kaptan, Altan Karındaş ve Muhterem Nur'un oynadıkları “Kara Davut” filmindeki küçük bir rolle sinema oyunculuğuna başlar Hazinses.
Çok yönlülüğü ile hem Yeşilçam’ın ve hem de Sanat Müziğinin kilometre taşlarından biri olmayı fazlasıyla hakkettiği yolculuğunun henüz başındadır.
Sonra Akasyalar Açarken, Tatlı Bela, Sessiz Harp, Oy Farfara Farfara, Mahalleye Gelen Gelin, Karanlıkta Yaşayanlar Şoför Nebahat, Aslan Yavrusu, Fırtına Beşler, Fatih'in Fedaisi, Maskeli Süvari TomMiks'e Karşı, Bir Zamanlar Kardeştiler, Sülün Osman, Mahallenin Muhtarları, Hanımın Çiftliği, Bay Kamber dahil onlarca filmde rol alır.
Türk sinemasının unutulmaz komedi sanatçıları arasına girmeyi başaran Hazinses, oyunculuğunun haricinde müzik ile de ilgisini devam ettirip, güfte ve beste çalışmaları, çeşitli filmlere müzik yapar.
Pek çok sinemasever, O'nun şair yanını, sesinin güzel olduğunu, pek çok dilde şarkılar söyleyebildiğini ve yayınlanmış bir şiir kitabının olduğunu bilmez. Ancak Sami Hazinses, iyi bir şair, iyi bir söz yazarıydı. Pek çok ünlü besteciye yazdığı sözleri vermiş, onlarda bu sözleri besteleyerek üne kavuşmuşlardı.
Hançepekli, yani Gâvur Mahalleli bir Ermeni olan SamiHazinses, hiç evlenmedi. 1980 yılında emekli oldu. 2000 yılında Türk sinemasına katkılarından dolayı Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) tarafından “Onur Ödülü”ne layık görüldü. Ancak 90’lı yıllar hastalık ve yoksulluklar içindeki en acı yılları oldu. Borçlarla boğuşan yıllarına Diyarbakırlı dostları yetişir ve O’na bakması için yanına sonradan evlatlığı olan Mehmet adlı bir genci verir ve yıllarca o ilgilenir Hazinses ile.
Asıl adı SamuelAgopUluçyan olan ve ne yazık ki ömür boyunca kimliğini gizlemek zorunda kalan Hazinses, 1995’te verdiği bir söyleşide bunun sebebini, “Eski sempati kalmıyor” diye açıklar ve isteği üzerine ölümünden sonra Roll Dergisi’nde yayımlanır söyleşisi…
Ömrünün son günlerini ne yazık ki hastalıklarla Göztepe Semiha Şakir Huzurevi’nde geçirir. 23 Ağustos 2002 tarihinde İstanbul’da 77 yaşında şeker ve tansiyon ile bunlara bağlı rahatsızlıklar nedeniyle tekerlekli iskemlede sürdürmek zorunda kaldığı Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde 23 Ağustos 2002'de yaşama gözlerini yumar. Cenaze töreni Kadıköy SurpTakavor kilisesinde yapıldıktan sonra Hasanpaşa Ermeni mezarlığına defnedilir.
Üç yüze yakın filmde rol alan bir o kadar filmin müziklerini de yapan Hazinses’ten geriye bine yakın film, şarkı ve ömür boyu gizlemek zorunda hissettiği Ermeniliği kaldı. Bitti
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.