Bayram Öcal Yazdı: Toplumsal cinnet hali

Toplumda müthiş bir gerginlik söz konusu.

Öğretmenler öğrenciye, veliler öğretmenlere, hasta yakınlarından sağlıkçılara, sağlıkçılardan hasta yakınlarına, polisten vatandaşa, trafikte birbirimize; neredeyse hayatın her alanında şiddet kurumsallaşmış halde.

Neredeyse her kesimden bir diğerine gerek fiziksel gerekse psikolojik şiddet sarmalının içindeyiz.

Ve bu şiddet gittikçe artan bir şekilde yaygınlaşıyor.

Nedir bunu sebebi?

Konuyla ilgili yapılan yüzlerce çalışma var. Bunlara özetleyerek bakmaya çalışalım.

En başta hızlı yaşam; sürekli bir şeylere yetişme telaşı insan doğasını zorlayan bir etki olduğu kabul gören bir etmen. Herkesin işleri var ve bunu en hızlı şekilde yapmaya çalışıyor insanlar, beklemek, sabretmek yok, sürekli bir hareketlilik söz konusu.

Tek sebep bu değil elbette.

Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Karaş, çatışmaların ve terör olaylarının şiddeti yaygınlaştırdığını söylüyor ve ekliyor: Adaletin yeterince işlemediğine duyulan inanç işlenen suçların cezasız kalacağını düşündürüyor. Türkiye’de son yıllarda, toplumun önemli bir kesiminde sadece hukuki alanda değil tüm kamusal alandaki süreçlerin adil işlemediğine ilişkin bir kanı oluşmuş durumda. Bu durum ceza almayacağını düşünen insanlar arasında suça eğilimi artırır. Doğal olarak erkek egemen toplumda bundan en çok kadınlar etkilenir. Özellikle kadınlara yönelik şiddet ve taciz, tecavüz suçlarında “arabuluculuk, uzlaştırma”, “erteleme”, “paraya çevirme”, “ön ödeme” ve ‘tahrik indirimi’ gibi uygulamalar bu eşitsizliğin somut göstergeleri olarak karşımıza çıkmakta ve şiddetin daha çok artmasında belirgin bir rol oynamaktadır.”

Bir de ailede şiddete maruz kalanların ve şiddete tanık olanların başkalarına şiddet uyguladığı; bilimsel bir gerçek. Özellikle çocukluk çağında sözel şiddete, aşağılanmaya ve fiziksel şiddete maruz kalanlar erişkinlikte şiddete daha eğilimli olurlar. Bu da toplumda şiddet döngüsünün devam etmesine yol açtığı öngörüsü de,toplumsal şiddetin artmasında rol oynayan etkenlerden.

Şiddetin yaygınlaşmasında bir de görsel, yazılı medyanın etkisi de yadsınamaz bir gerçeklik.

Özellikle medyada şiddet haberlerinin magazin tarzında yayınlanması, romantik bir biçimde verilmesi veya ‘aşk cinayeti’, ‘kıskanç koca cinayeti’, ‘namus cinayeti’ şeklinde gerekçelendirilmesi şiddetin normalize edilmesine neden olarak yaygınlaşmasına katkıda bulunur. İnsanlar belirli rolleri ve davranışları örnek alıp benimserler. Buna saldırgan davranışlar da dahildir. Özellikle erkek kimliği toplumumuzda saldırgan bir tipleme ile özdeşleştirilmeye çalışılmaktadır. Bunu medyadaki haberlerin yanı sıra en çok film ve dizi karakterlerinde görmekteyiz. Dizilerin çoğunda bir veya birkaç saldırgan, sinirli, öfkesi kontrolden çıkmaya yatkın erkek karakter bulunur. Toplumdaki insanlar, özellikle genç erkekler bu saldırgan tavır ve sözleri örnek alıp benimserler. Bu da şiddetin yaygınlaşmasına neden oluyor.

Buna bir de dizilerdeki şiddete meyilli rol modellerle şiddetin normalleştirilip içselleştirilmesi başlı başına bir sorun.

Peki, tüm bunlar nasıl çözülür? Bu da ayrı bir yazının konusu olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi