Diyarbakır yazın çekilmez oluyor…

Bu herkesin ortak görüşü.

Her yerde bir yaz suskunluğu, sıcağın bezginliği...

Bunlar yetmezmiş gibi toplu taşımalarda klima cimrisi şoförler, daha çekilmez hale getiriyor hayatı.

Geçen öğlen öncesi bindiğim bir dolmuşta şoföre açmasını istediğimde “Sıcağa daha çok var” dedi.

“Daha ne kadar ısınması lazım?” diye sordum.

Bir benden bir ondan derken diğer yolcular da dahil oldu tartışmaya.

Üstelik seyir halinde serinlemek için kapıyı da açık bırakması cabası.

Derken anlaşamamanın sükûneti çöktü içeriye.

İyi ki de öyle oldu…

Düşünün neredeyse ülkenin en pahalı toplu taşıması yapılan kentte artık lüks haline gelen bir toplu taşma hizmeti.

Genel pahalılık bir yana bizim birbirimize yaptıklarımız artık yaşanabilir olmaktan çıkarıyor hayatı.

Bir ekmek arası 80 TL, ekmek 15 TL, bir simit bile 15 TL.

Daha yaşam için gerekli zorunlu kalemlerden bahs bile etmiyoruz…

Okullar açılacak, kırtasiye giderleri, servis ücretleri, bilcümle eğitim giderleri…

Pazar ateş pahası…

Karpuz 15 TL, domates 30 TL.

Kiralar dur durak bilmiyor, asgari ücret, en düşük emekli maaşı…

Bizim birbirimize yaptıklarımız genel durumdan daha beter.

Ha bir de kontrol mekanizması var değil mi?

Allah vere; o da beş beter!

Sadece nefes alacağız.