Mesut Çokur yazdı: Enerci ve pek tabi kaynaklar bakanlığına

İlk defa adı yolsuzlukla anılan birileri mahkum edildi ve "yeni Türkiye'de" herşey rayına girecek diye iç geçirdik ama ne fayda! Anayurdu demir ağlarla örmek gibi zorlu bir görevin üstesinden gelinip üç kıtayı rayına koyduk da suçluyuz diye el sallayanları içeri buyur edemedik. Bölüm sonu canavarları misali birkaç zaman tutuklu kaldıktan sonra güçlenerek çıkıyorlar. Suçunu bilmeyen yurttaşlar da canlarının yarısını bırakıyorlar tutuk evlerinde. Davası görülmeden yitip gidenler de cabası. Pardon da tutuk evleri suç diye nitelendirilen fiilleri işleyen faillerin dışarıda elini kolunu sallayarak gezmemeleri için inşa edilen yapılar değil miydi? Çoğu zaman içerdekiler dışardakilerden daha masum geliyor bana. Bana böyle gelmesi sağlıklı bir psikolojiye sahip olmamam diye izah edilebilir ama toplumun büyük bir kısmı böyle düşünüyorsa bilin ki bile isteye akıl hastanesine çevirdiğiniz vatanın akıl sağlığını rehabilite etmek de sizin işiniz. Ya televizyonlarda ne var? Diziler kötülük yuvası bilindiği gibi. Peki ya haberler? Akşam vakti ana haberlerde yüzlerimizi güldüren ne kaldı? Sansüre uğrayan ve ana akım medyaya akın akın ilerleyen habercilik zihniyetiyle birkaç dakikalık komik kedi videoları. Muhtemelen "sizin eski Türkiye" arka planınızda kediler ve diğer sokak hayvanları bir gecede cahil kalmışlardır. H sesini Ha diye okuduğunuz o parti yüzünden kediler ciğeri karneyle falan almışlardır. Hatta farklı etnik kökene sahip mahkum kediler anneleriyle rahat bir şekilde "Miyavca" konuşmamışlardır. Şu kısacık hikayede kedileri bile mahkum edebildik ama enerjisi bitmeyen tayfa halâ dışarıda. Önce Yeniçeriler, doksanlar ve öncesi askerler, şimdi de polisler. Hep zorbalık hep zapta geçirme fetişi. Hastane var doktor yok, okul var öğretmen yok, saray var adalet yok. Güvenlik güçleri mi? Merak etme cancağızım, ondan çok. Öyle bir düzen getirildi ki bugünlerde 101. yılını kutlayan CHP pardon CEHAPE nerede konumlanacağını şaşırdı. Yaptıkları ve yönelimleri ile Türkiye'nin en büyük ve en köklü sağ partisi olduğunu duyurması yakındır. Görünen o ki sol duruşunu bozmayan bir tek kalplerimiz kaldı. Ezilenler, hükmetme sırası onlara geldiğinde ezenlerle eşit konuma gelmeye çalışırlar. 90'lı yıllarda başörtülü kardeşlerimizin uğradığı zulmü bugün şortlu kardeşlerimiz görüyorsa nerede ADALET? Kılıçla gündüz ortası başı kesilen gencecik mimar adayı Başak törende kılıç çeken teğmenler kadar konuşulmadı. Galatasaray'a kiralık gelen Osimhen isimli Yüz Milyon Euro'luk futbolcu, günlerce bir torbanın içinde bulunmayı bekleyen ve bir daha aramıza gelemeyecek olan Narin kadar umursanmadı. Bu mu ADALET? Aslında tam olarak öğretilmek istenen ADALET sistemi bu. Sıkı dur Türkiyem! Öyle bir proje var ki akıllara zarar; ADALET sarayı. Tabi ki çok yakında dünyanın en büyüğü parolasıyla Ankara'da. Bu yazıda bile ülkedeki ADALETTEN daha fazla ADALET var. Sanki bizlere yeniden pahalı biletler satılarak ucuz bir oyun seyrettirilmeye çalışılıyor. Ne dersiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut Çokur Arşivi