Aziz Gülmüş
Diyarbakır İzlenimleri/ Kimliksiz, Yasası Belirsiz Sokaklar
.. /Ülkenin ağır ekonomik buhranından bu şehir de nasibini almış. Varoşlarda yoksulluğun acımasız kahreden yüzü insanların bütün davranışlarına yansımış durumda. Ama buna rağmen hala insan ilişkileri sıcaklığını koruyor. Tıpkı bu günlerde bunaltan sıcaklar gibi.
Şehirlerde kısmetini arayan yoksul köylülüğün küme düşme mücadelesi, acımasız bir savaş alanını andırıyor.
Her sokak kendi Anayasasına göre adaletini işletiyor. Latin Amerika ülkelerinde oluşturulan gettoları aratmayan kümeleşmeler var. Bazı sokakları Suriyeli mülteciler, bazı sokakları Çingenelerin denetiminde adeta. Bağlar'ın bazı bölümleri de çevre köylerden göç etmiş "Kurre Derê" dedikleri akraba bir kavmin ağırlığını yaşıyor. En küçük bir kavgada anlık bir haber uçurumu ile yüzlerce insan karşı karşıya geliyor.
Gecenin yarısı saat 01-02 arası caddede arabadan inip baba evine gidiyorken cadde ve sokaklarda kimsecikler yok, bütün dükkanlar kapalı. Aniden önüme dört yaşlarında yalınayak küçük bir kız çocuğu çıktı ve bu ıssız caddede koşarak gözden kayboldu. Beynimden vurulmuştum.
Bu çocuk kimdi?
Nereden çıktı ve bu saatte nereye gitti?
Annesi, babası nerede?
Bu tehlikeli ve ıssız sokaklarda ne arıyordu?
Eve gittim. Dama serilen yer yatağıma uzanıp bir sigara yaktım ama o çocuk aklımdan çıkmıyor, sabaha kadar kabusum oldu uyuyamadım.
Sabah kahvaltı esnasında durumu yengeme anlattım. Güldü, "Muhakkak ya Çingenelerin veya Kurre Derêlerin çocuklarından biridir, onlara bir şey olmaz" dedi.
Bir yandan şehrin batı yakasında kalabalık alış veriş merkezlerinde çocuğunun elini sıkı sıkıya tutarak kaybolma endişesini taşıyan ebeveynler, diğer yandan doğu yakasında gece yarısı ıssız caddelerde tek başına koşup giden küçücük çocuklar.
Paradokslarla dolu bir kent parçalanmışlığı ve kaybolan bir şehir kimliği ile beynim de ikiye, üçe bölünüyor. Sürecek
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.