Aziz Gülmüş yazdı: Şerbettin

.. /Kahve alabildiğine kalabalık, nerdeyse nefes almak bile imkansız.. Yan masada hararetli bir şekilde okey oynanıyor. Yancılar bile nefeslerini tutmuş konsantre bir halde oyunu seyrediyorlar.

Okey masası değil adeta gümbür gümbür Filistin cephesi misali gergin bir hava hakim. Her iki dakika da bir kahvecinin, "Hoooop beyler yavaaaşş!" diye uyarması duyulmuyor bile.

Sonunda çıkan kıvılcımlar yangına, masa da Ortadoğu'ya dönmüştü. Kimin kime saldırdığı belli değildi. Kafası yarılan biri kanlar içinde kalmıştı. Polis çağrılmıştı. Polis oradakileri minibüse doldururken kafası yarılan kişi, kendisine vurana değil, araya girip ayıranlardan birine küfür ediyordu. "O beni tutmasaydı, bu kafama vuramazdı" diyerek isyan ediyordu. Polis onu da almak istedi, ancak o çoktan tüymüştü. Polis kahveciye kaçan adamın kim olduğunu ve ismini sordu. Kahveci:

- Abi walla bildiğim kadarıyla Şerbettin olacak, diyince polis:

- Böyle isim mi olur, ilk defa böyle bir isim duyuyorum, yanlış olmayasın? diye sordu. Kahveci oradakilerden bir kaç kişiye onaylamaları için bakınca onu yakından tanıyan biri başını sallayarak onayladı. Kahveci, "Wallahi billahi adı Şerbettin inanmıyorsan sorun, dedi. Polis yeniden oradakilerden sordu:

- Soyadı yok mu bunun? dedi. Hiç kimseden ses çıkmayınca bu kez:

- Nereli bu Şerbettin? diye sordu. Kimi, " Kars" kimisi de, "Yok Diyarbakırlı" dediklerinde, Polis: "Zaten bu acayip isimler ya Kars'tan, ya Diyarbakır'dan çıkar" dedi.

Adamın adı Şemsettin idi. Bilenler söylemedi, bilmeyenler de Kahveciyi onaylayarak Şerbettin demişti.

Polislerden ikisi olay yerinde durdular, diğerleri de kavga edenleri karakola götürdüler. Kalan polisler Caddenin sonuna doğru yürüyerek toplanan gençlerden kimlik sormaya başladılar, bu Şerefsiz Şerbettin muhakkak yakalanmalıydı. Genç polis kimlik kontrolü yaparken, diğer polise doğru yüksek sesle:

- Amirim, burada Şerafettin diye biri var! dedi. Komiser:

- Nereli? diye sordu. Genç polis yeniden kimliğe bakıp:

- Kars! diye bağırdı. Komiser hiç tereddütsüz, "Alın arabaya! " diye emir verdi.

Az ötedeki bir kaç genç daha vardı. Onlardan da kimlik istendi. Genç polis yeniden bağırdı, "Amirim bunun adı Hüsamettin.. " Amir yine sordu, "Memleketi? " diye sorunca, karşı taraftan, "Diyarbakır! " diye yanıt verilince Amirin baş işareti ile onu da arabaya aldılar.

Kısa sürede isimleri, Hayrettin, Nurettin, Muhittin olan bir sürü insanı minibüse doldurmuşlardı. Herkeste bir tedirginlik başlamıştı. Şerbettin'den Muhittin'e kısa sürede nasıl bir evrimleşme başladığına herkes şaşırmıştı.

Bütün gelişmeleri yakından korku içinde tedirgin bir şekilde izleyen birinden de kimlik istendi. Polis kimliği inceleyince adamın gözlerinin içine sert bir bakış atarak, "Komiserim bunun da adı Cemalettin" diye bağırınca adam panik bir halde:

- Memur bey Nüfusta öyle ama herkes beni Cemal diye çağırır wallahi billahi, inanmıyorsanız kahveciye sorun..!! " diye yalvarmaya başladı. Polis, "Oğlum ben zaten kahveciye de güvenmiyorum, kimbilir belkide o kaçan adam arabadakilerden biridir, bizden saklıyordur" diye söylendi. Ama nafile.. Onu da arabaya aldılar.

Orada bulunan mugallit bir esnaf, kahveci Şaban'a doğru bağırarak:

- Şahabettin abi iki çay gönder! diye bağırınca

Kahveci sinirlenmişti:

- K.. 'nin çocuğu önce ismimi düzgün çağır!" diye kızınca, orada bulunan herkes kahkahayı patlatmıştı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Gülmüş Arşivi