MHP’den çürük yaprak gibi dökülen faşistlerin serencamı bitmiyor.

Destici ve Dervişoğlu Dem’e kapıyı göstermişler. Sizden randevu isteyen iradeye...

Kırk senedir faili meçhule mi kurban gittiniz, zindanlarda mı çürüdünüz, köyleriniz, mezarınız mı yakıldı? Saklandığınız delikten semirerek izlediniz kıyameti. Hepsi bu. Şimdi çıkmış ne sanık, ne mağdur ne de tanık olarak rol seçiyorsunuz.

Cehennemin dibine kadar yolunuz var.

Bahçeli beyin, beni şu açılım sürecinde yüklendiği ağırlıktan çok, Ferdi Tayfur’un vefatına karşı gösterdiği içten vefa etkiliyor.

Belli ki acı çekiyor. Puslu zamanlarda inanmazdım.

Eski Volvosuyla Ferdi Tayfur dinleyerek efkar dağıtıyor Ankara sokaklarında.

Grup konuşmalarında şahin gözükse de, kibar ve duygusal bir profil izliyoruz.

Ben, Eruh baskınından hemen sonra olay bölgesindeydim. O zaman İçişleri Bakanı Ali Tanrıyar’dı; Özal’ın bacanağı. Sonrasında onlarca bakan geldi geçti. Hepsini takip ettik, hepsi bir şablondan dökülen harfler gibiydi.

Kırk yılda, kırktan fazla gazeteci kardeşim katledildi. Mahalle çocuklarım, okul arkadaşlarım infaz edildi.

Karımızın mahrem yerlerinde silah saklayarak sokaklarda uyuduk. Mağdur, tanık, sanık hepsi bizdik.

Şimdi çıkmış Türkün de, Kürdün de iflah olmaz kriminal tipleri trip atıyor.

Bir soruyu sormak zorundayım, barış çağrısını Erdoğan yapsaydı Kürt cenahında böyle bir karşılık bulabilir miydi?

Hayır.

Konjönktür deyin, mecburiyet deyin, ne derseniz deyin.

Bu fırsatı kaçırmamalıyız. Tavizler denk olmayabilir, neleri sindirmedik ki?

Merhum Fuat Keyman, Kürtler PKK yorgunu deyip nokta koymuştu.

Eksik söylemiş, Türkler de PKK yorgunu.