Yûsif Bedirxan
Yusif Bedîrxan yazdı: Kürtler ne istiyor? - III
Göçmen karşıtlığı ve farklı kimliklere mesafe Türkiye ortalamasından düşük
Katılımcıların sığınmacılar hakkındaki görüşleri ekseriyetle olumsuz. Yine de Afgan ve Suriyeli sığınmacılara dönük Türkiye genelinde görünür olan dışlayıcı söylem, Kürt bölgesinde aynı ölçüde güçlü değil. Örneğin Afgan göçmenlere karşıtlık ve Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmeleri talebi, Türkiye genelinde Kürt kamuoyundan %50+ daha fazla.
Katılımcıların en düşük tolerans gösterdiği kimliklerse eşcinseller ve ateistler. Bu kimliklere tolerans Türkiye geneline göre daha yüksek olsa da bu durum katılımcıların bu kimliklere karşı tutumunun baskın biçimde olumsuz olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Eşitsizlik algısı güçlü
Katılımcıların çoğunluğu Kürtlerle Türklerin devlet nezdinde eşit olmadığını düşünüyor. AK Partili seçmende geçmişten bugüne eşitsizliğin azaldığı görüşü hakimken, HDP seçmeninde hem ekonomik hem de kimliğe dair güçlü bir eşitsizlik algısı var. AK Parti seçmenlerinin dörtte birden azı eşitliğin olmadığını paylaşırken bu oran CHP’lilerde yarı yarıya, HDP’lilerde dörtte üçten fazla çıkıyor. Benzer biçimde bu düşünce sağ görüşe mensup olanlarda üçte bir, sol görüşe mensup olanlarda dörtte üç oranında paylaşılıyor.
Katılımcılar çözüm sürecini eşitsizliklerin azaldığı ve hem Kürtlerin hem de Türkiye toplumunun “rahat nefes aldığı” bir dönem olarak anıyorlar. Bu sebeple ana dil bahsinde olduğu gibi çözüm sürecine destek de bütün katılımcıları yatay kesen bir tutuma dönüşüyor.
Ana dil ortak talep
Kürt meselesine dair katılımcıların en sık vurguladığı problem ve talebin en çok yoğunlaştığı alan ana dil. Ana dil, farklı görüşlerdeki tüm Kürtlerin ortak talebi olarak öne çıkıyor. Yine eşitsizlik algısıyla ilgili en önemli mesele de ana dil. Bazı katılımcılar Kürtçe’nin eğitim ve öğretim dili olarak, bazılarıysa seçmeli ders şeklinde öğretilmesi gerektiğini düşünüyor. Kürtçe eğitim ve öğretim dili olsa bile, bu husustaki istihdam sorunu çözülmedikçe meselenin çözüme kavuşturulamayacağı da vurgulanıyor. Yine Katılımcılar, ana dilde kamu hizmeti ve eğitim gibi taleplerde büyük ölçüde ortaklaşıyorlar. Kendini hem sağda hem merkezde hem de solda konumlandıranlar ya da bir başka kategorizasyonda AK Partili, HDP’li ve CHP’li olanlar da bu taleplerin destekçisi olduklarını aktarıyorlar.
AK Parti destek kaybediyor, CHP yükseliyor
Katılımcıların en çok destekledikleri partiler HDP ve AK Parti. Üçüncü sırada CHP yer alıyor. Oy tercihlerinin 2018 yılına göre değişimlerine bakıldığında AK Parti ve MHP’nin oy kaybettiği, buna karşın CHP, Deva, Gelecek gibi partilerin de oy topladığı görülüyor. HDP’nin de oyu kısmen azalıyor.
Katılımcıların yarısı, yakın oldukları partinin seçime girmemesi durumunda ikinci bir partiyi tercih etmek yerine boykot ya da kararsız pozisyonlarına çekiliyorlar. İkinci parti tercihlerinde CHP ve MHP öne çıkıyor. CHP seçeneğini HDP’liler, MHP seçeneğini de AK Partililer tercih ediyor. Deva Partisi ise AK Partililerin üçüncü partisi konumunda. AK Parti’nin oylarının % 16’sını kaybettiği ve bu puanın en az % 11’ini muhalefet cephesine kaptırdığı görülüyor. Buna karşılık CHP ve HDP’den geçen oylar AK Parti’nin kaybettiği yaklaşık 5 puanı dengeleyemiyor. 2018’de oy kullanmamış ve ilk kez oy kullanacak seçmende AK Parti, CHP’nin gerisine düşüyor. Oy kullanmamış her 10 seçmenin 4’ü protesto eğiliminde. Bu oran ilk kez oy kullanacaklarda dörtte bir civarında seyrediyor. Dolayısıyla sandığa gitmemiş seçmende muhalefete yönelme daha fazla olsa da, bu grubun sandığa gitme motivasyonu diğerlerine nazaran hâlâ düşük.
Katılımcıların kendilerine en yakın buldukları siyasetçi Selahattin Demirtaş. Onu Deniz Gezmiş takip ediyor. Erdoğan, yaşayan siyasetçiler arasında üçüncü, toplamda yedinci sırada yer alıyor. Katılımcıların kendilerine en uzak gördükleri siyasetçiler Süleyman Soylu ve Devlet Bahçeli. Ancak bu isimler AK Parti seçmeninin üçte birinden fazlası tarafından yakın bulunuyor. Bitti…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.