A.Vahap Kaya yazdı: Gökkuşağımsı

Erenler sofrasında beraberdik dileklerimizi gerçekleştirmek için soruyorduk

Lahza idi anlamak için sorduklarımızdan hiçbir art niyet çıkarılmamalıydı

İlginç anları yaşıyorduk dışarıda zaman akıyordu önce şüpheler arttı sonra bakışlar değişti

Filozofları bile sıkıntıya sokan niyet okumayla sonuçlanan beklentilere gelince sıra her şey karıştı

Eninde sonunda olması gereken akıcılığın hangi perdesini atlatmıştık bilinmez

Lakin oturması gereken hiçbir mihenk taşı yerli yerine oturmuyor

İstemediğimiz değişimlerin korsanvari değişimini ise oturmayan mihenk taşlarına bağladık

Fasılada sıra kendimizi elekten geçirmeye gelince kendimiz yollara vurduk

Ellerimizdeki eleştirilerimizi sıralamaya başlamıştık en acımasız halini kendimize sakladık

Lailac sevdaları görünce kendimize hak gördüğümüzü önce karşıya bağışladık

İncitici de olsa karşıdan alınacak hakları önce kendimizden aldık ki yaşamın dengesi kurulu kalsın

Farkında davranıp katmanlar arası gelgitleri yaşamadan zamanın tümünü yaşama ayırabilelim istedik

Ellerimizle şekillendirdiğimiz yaşamda gerçek miydik veya mazi miyiz akıntıya müdahil olamıyoruz

Legal düşüncelerimizle olabildiğimiz kadarın dahası var mıydı yoksa sınırımız bu kadar mıdır?

İsteğimiz olan entelektüel beklentilerimizin emeğine kendimizi ne kadar kattık ki

Fabl değildi, yaşam daha renkli veya daha gökkuşağımsı bir hal aldığında dönüp bize göz kıpmasını bekleyelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi