
Uyuşturucunun Anatomisi
Geçenlerde gazete manşetlerinde, yaşlılarda madde bağımlılığının arttığına dair bir haber okudum. Türkiye geneli uyuşturucu kullanımıyla ilgili istatistik verilerin yer aldığı bu haber üzerine düşünürken, Diyarbakır'da son demlerde karşılaştığım bir olay ve bunun madde bağımlılığı ile ilişkisi üzerine kafa yordum.
Özellikle son birkaç aydır mütemadiyen, özellikle ATM ve Marketlerin önlerinde denk geldiğim gençlerden bahsediyorum.
Eli yüzü düzgün, diksiyonu güzel, yanınıza geldiğinde bir şey soracağını düşündüğünüz bu gençler, karşılaştıkları insanlardan para dileniyor. Diğer tür dilencilerin aksine, utanç damarlarını görebilirsiniz. Para isteme şekilleri de üstelik diğerlerinden farklı...
“İlçeye gideceğim üzerimde para yok, ya da 1 lira bozuk var mı?” Gibi söylemlerle para isteyen bu gençler benim de dikkatimi çekti.
“Ar damarları çatlamış, utanmak nedir bilmezler” diyebilirsiniz. Ben öyle olduğunu düşünmüyorum.
Uyuşturucu öyle bir velet ki, yapmak istemediğinizi yaptırır, söylemek istemediğinizi söyletir. Sizi olduğunuz kalıptan çıkarıp, bambaşka bir Kalıba sokar. Uyuşturucu parası temin etme adına sizi dilenci kalıbına sokar.
Herkesin lüx otomobillerde pudra şekeri çekecek parası yok nede olsa.
Uyuşturucudan arınmış, yeniden doğduğunu belirten eski bir uyuşturucu bağımlısıyla olan sohbetim de “dilenmek bu işin en ahlaklı yönü, keza uyuşturucu temin etmek için öyle ahlaksız şeyler gördüm ki...” Denmişti bana. Duyduklarım tüyler ürperten, kan dondurucu şeylerdi.
Gençlerimizi zehirleyen bu illetin, farkında olmadan en büyük sorumlusu çoğu zaman bizleriz. Cebimizden çıkardığımız cüzdanın içinden para değil de, uyuşturucu çıkıyor. Kredi kartlarımızız, çocuklarımızın elinde, harcamalarını sorgulayıp, muhasebesini tutmuyoruz.
Birçoğumuz çocuğumuzun sigara içişinden bile habersiz. Davranışlarını kontrol mekanizmalarına sahip değiliz. Arkadaşları kim, nereye gider, ne içer bilmiyoruz. Bir bakmışız yıllar geçmiş çocuklar ellerimizden kayıp gitmiş.
Sonrasında çok mücadele veriyoruz çocuklarımızı bu uyuşturucu batağından kurtarmak için. Adeta servet harcıyoruz tedavi masraflarına.
Harcadığımız maneviyatı saymıyorum bile. Ebeveynlerin çektiği çileyi, döktüğü gözyaşını...
Olayların, yaşantıların, yaşanmışlıkların buraya kadar gelmesini kontrol edebilsek oysa bunları yaşamazdık.
Ebeveynler kontrol mekanizmasını elinden bırakmamalıdır.
Gençlik toplumun servetidir. Bu serveti maddi ve manevi kaybediş olan uyuşturucu kumarının eline bırakmayalım.
Ercan Çağlayan yazdı: Zerzevan Kalesi ve Gözlem Etkinliği
06 Eylül 2021 Pazartesi 00:10Ercan Çağlayan Yazdı: Kapitalizm ve Ahlâk
23 Ağustos 2021 Pazartesi 00:20Ercan Çağlayan Yazdı: Afetlerin dili, dini, kimliği yoktur
10 Ağustos 2021 Salı 00:20Ercan Çağlayan Yazdı: Diyarbakır Aşı Ol
29 Temmuz 2021 Perşembe 00:03Ercan Çağlayan yazdı: “Ulan bayram bizim neyimize?”
19 Temmuz 2021 Pazartesi 00:10Ercan Çağlayan yazdı: Sosyal algılarınızla oynatmayın!
12 Temmuz 2021 Pazartesi 08:10Ercan Çağlayan Yazdı: “Zam”Ansız Zamlar
06 Temmuz 2021 Salı 00:21Ercan Çağlayan yazdı: Katarlı hekimlere mi emanet ediliyoruz?
28 Haziran 2021 Pazartesi 00:10Ercan Çağlayan yazdı: Diyar-i Afgan
21 Haziran 2021 Pazartesi 00:10Ercan Çağlayan yazdı: Dengbêjlik ve Kürtler’in Homeros’u
14 Haziran 2021 Pazartesi 10:42




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.