Sevgili okuyucularım, bu köşe yazımda size bir iyi bir de kötü olmak üzere iki haberim var desem önce hangisini duymak isterdiniz?

Sizi bilmem ama ben iyi haberleri duymayı daha çok seviyorum. İyi haberlere olan özlemlerimden olsa gerek. Bu yüzden sizlerinde iyi haberleri duymak isteyeceğinizi düşünerekten, inisiyatif alıp iyi haberden başlıyorum; 1 Temmuz itibariyle, yeni bir döneme girmiş bulunduk. Artık özgürsünüz! Cebinizdeki izin belgelerini çıkarıp yırtın, sakın ha! Normalleşmenin hızına aldanıp maskeleri çıkarmayın, maske ile olan medeni birlikteliğimiz devam ediyor çünkü. Öyle bir medeni birliktelik yaşadık ki, ilk celsede kopamıyoruz. Sevdiğiniz kafelere gidip, White cohocolate mochalarınızı için. Hazır yaz mevsimi de gelmişken, tatil beldelerine gidin, kırlarda dolaşın, bağıra bağıra şarkılar söyleyin, gece 24.00’ü bulmasın ama. Çünkü 24.00’dan sonra müzik dinlemek de yasak

Kötü haberim ise zam. Temmuz başı itibariyle, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, maliyet artışları nedeniyle, elektriğe yüzde 15 doğalgaza ise yüzde 12 zam yaptı. Bunun yanı sıra LPG’ye 60 kuruşluk bir zam yapıldı. Umarım, her benzin zammı sonrasında “benim arabam yoktur, banane zamdan” diyecek okuyucularım yoktur aramızda.

Evden is yerlerimize giderken ya da tatile giderken, herhalde yürüyerek gitmiyordur bu arkadaşlarımız. Binmiş oldukları vasıtalara da inovasyon gelmediyse en son benzin ile çalışıyorlardı. Yani su ile çalışmaya geçilmedi henüz.

Eh be fiyonk düşünceli kardeşim.

Sana dokunmayan yılan kalmadığı gibi, sana dokunmayan zam da kalmadı. Arabanın olup olmaması hiç önemli değil. Sen şimdi doğalgazlı dairede de oturmuyorum, oradan da yırttım dersin. İyi tahmin ettim değil mi?

Neyse, düşünceleri fiyonk haline getirilmiş arkadaşlara daha fazla yüklenmeyeceğim. Kurdelenen beyin loblarının biran önce çözülüp aramıza, gerçek yaşama dönmelerini diliyoruz. .

Önceden zamlarında bir raconu vardı. Nereden geleceği, ne zaman vuracağı belliydi. Yıl başında ve yılın ilk 6 ayından sonra olurdu genellikle. Eski çamlar bardak eski zamlar i ise Zam’ansız oldu.

Asgari ücretle kıt kanaat geçinen vatandaş, salyangoz hızına bürünmüş zamlara yetişemiyor. Zamların salyangoz hızı gibi dinamik olup, aylık periyotta artması,  vatandaşın alım gücünü düşürüyor. Gelirin gideri karşılamamasından ötürü vatandaş sürekli eksi bakiyeden yaşam mücadelesi vermeye çalışıp, borcu borçla kapatma gibi bir kısır döngüyle ömür tüketiyor.  Mezar taşına, "diğer dünyaya borçlu gitti" yazacaklar.

Soracaklar:  “Merhuma hakkınızı helal ediyor musunuz?”, “helal olsun” diyeceksiniz. Peki o size hakkını helal edecek mi, fabrikalarınızda, lüx otellerinizde, gökdelenlerinizde kullandığınız kaçak elektriğin, çalıp çırptığınız paraların faturasını ödeyen merhum size hakkını helal edecek mi?

Etmiyor, etmeyecek, etmemeli.