1945'te CHP genel başkanı ve başbakan İsmet İnönü'yle anlaşamayıp partiden ayrılan (gönderildikleri de söyleniyor) ve çok partili hayata geçişin önünü açan üç arkadaş DP'yi (Demokrat Parti) kurup beş yıl sonra ancak darbeyle son bulan 10 yıllık bir iktidar yaşayıp yaşattılar.

Bunlar Menderes, Bayar ve Zorlu'ydu. 1985'te yine CHP'ye yıllarını adayan Karaoğlan lakaplı Bülent Ecevit partisinden ayrılıp yıllar sonra koalisyonla da olsa iktidar olmuştu elleriyle kurduğu DSP'yle (Demokratik Sol Parti). CHP'nin ekmeğinden, suyundan mıdır bilinmez ama geçen 73 yılda kendisi dışındaki herkesin iktidar olmasında pay sahibi olmuştur.

Zaten kendisi de bu 73 yılda iktidar olamamıştır. Yazının gidişatını İnce'ye ben değil kader sarmalı getiriyor. Bugünlerde görüşmeleri gündemde olan Kılıçdaroğlu ve İnce'nin birleşme ile ilgili nihai kararı ne olur bilinmez. Yüz bin imzayı toplamış ve hatrı sayılır üye sayısına ulaşmışken biraz zor gibi görünüyor. Sonuç ne olursa olsun senaryolar birbirinin aynısı gibi.

Her ne kadar Yalova doğumlu olsa da Muharrem İnce'nin anne tarafından Rizeli olduğu biliniyor. Anne tarafından iki hemşehrisi başbakanlık, (Mesut Yılmaz ve Recep Tayyip Erdoğan) başbakanlık yapanlardan biride cumhurbaşkanlığı (Recep Tayyip Erdoğan) yaptı.

Yani anlayacağınız birde hemşehri kontenjanı var. Demokrat Parti ile DSPnin siyasal başarısı Memleket Partisi'ne de nasip olur mu bilinmez fakat şimdi de Muharrem İnce mi sorusu tüm bu bilgiler ışığında akla gelmiyor değil. Oy pusulasındaki sıralama bile manidar. Acaba CHP şimdi de yuvadan ayrılan İnce'yi mi seyre dalacak bunu zaman gösterecek. Zaman dediysem pek de uzun değil. Hem şunun şurasında 14 Mayıs'a ne kaldı canım?