Sosyal deney yapan bazı gençler, cami önünde faizi sordular. Birçoğu imkanın varsa al tabi, almalısın dediler. İkram ettikleri ürünün domuz eti olduğunu söylediklerinde malum tepkilerle karşılaştılar. Domuz eti haram sen bize nasıl yedirsin. Faizde haram dedi genç. Aldığı cevap: O ayrı!

Buda demek oluyor ki,nefsimize göre Allah’ın belirlediği bazı haramları helal, helal olanı da haram kılamayız.Ayet diyor ki:

“Sor (onlara): "Ya Allah'ın sizin yararlanmanız için ikram ettiği, sizin de (keyfi olarak) bir kısmını haram bir kısmını helal saydığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?" De ki: "Size Allah mı izin verdi, yoksa siz Allah'a iftira mı ediyorsunuz?"(10 Yunus 59)

“İmdi, uydurdukları bu yalanı Allah'a isnat edenler, acaba Kıyamet Günü ne (cevap vereceklerini) düşünüyorlar? Şu kesin ki Allah insanları sınırsız lutfuna muhatap kılmıştır; ve fakat onların çoğu şükretmezler.”(10 Yunus 60)

Elbette bu konu iktisatçıların konusu ama faizin dinimizce haram kılınması iman eden herkesi ilgilendirmektedir. Faiz sisteminin hem topluma hem bireye verdiği zararlar aşikar. Birey olarak bizlerde görmekteyiz ki faiz sistemi zengini zengin fakiri daha çok fakir kılmakta, ihtiyaç durumunda aldığı parayı ödeyemeyen ve batıkça batan bireyler görmekteyiz.

Faiz sistemi benim açımdan köleliktir. Beli bir zaman diliminde o borcu ödemek zorundasın. Bu süre içinde nerden kazanacağın önemli değil “o para buraya gelecek”…

Prof. Servet Bayındır’ın televizyon programında verdiği bilgiler, fazin aslında din-düşünce ayrımı gözetmeksizin tüm insanlığa zarar bir uygulama olduğunu gözler önüne seriyor:

“Faiz konusu sadece Müslümanlara hitap edilen konu değil. Kapitalist iktisatçılar tarafından faizi izah edebilmek için, neden faiz gereklidir? Bu soru için çok uğraşmışlar en nihayetinde dedikleri şu “paranın kirasıdır” ama onlara sorduğun zaman para kiraya verilir mi sizin hukukunuzda?Hiçbir hukuk sisteminde para kiraya verilemez. Dolayısıyla böyle bir şey var. Yani faiz konusu ve diğer konular, Müslümanı, gayrimüslimi, Amerikalısı, Türkü, İngiliziherkese hitap eder. Ve domino taşı gibi birisi yıkıldığı zaman diğerinide vuran hiç dinine, ırkına bakmaksızın hepsini etkileyen bir sistem. O sebeple Kur’an-ı Kerimin bu ilkeleri adeta bir güneş gibi, güneş doğduğu zaman bu kimdir? Türk müdür? Arap mıdır? Müslüman mıdır? Gayrimüslim midir? Bakmıyor. Herkesi ısıttığı gibi aynen Kur’an-ı Kerimin bu ilkleri de bütün insanlığa hitap ediyor. Eğer bu şekilde anlayabilir. Bu şekildede pratiğe aktarabilirsek, aktarıldığı dönemlerde insanlar mutlu olmuş. Görüyoruz. Dolayısıyla bizde genel anlamda huzuru, saadeti bulabiliriz.”Bitti