Aziz Gülmüş yazdı: Adres Kürdçe Yazılırsa

Foto: Arşiv

Diyarbakır'da yaşayan bir dostum benden imzalı kitaplarımdan istemişti. Ertesi gün kitaplarımdan üç adedini paketleyerek postaneye gittim. Adresi Kürdçe yazmıştım. Görevli genç arkadaş adresi okuyamadı. Bana, "Adresi Türkçe yaz bu haliyle gönderiniz yerine ulaşmaz" dedi.

Ben kendisine bu kez Yurtdışında yaşayan bir arkadaşıma hazırladığım kitap paketini uzattım. Alıp gerekli işlemi hemen yaptı. Görevliye, "Adrese baktınız mı?" dedim, "Evet" dedi. Peki, bu gidiyor da öteki gönderim neden gitmiyor? diye sordum.

Görevli, "Gideceği ülkede çalışanlarımız o ülkenin dilini biliyorlar, sorun olmuyor" diye cevap verince, ben de, "Bunu da gönderin oradaki görevliler de bu dili biliyor ve yerine ulaşır merak etme" diyince görevli genç paketi aldı.

Bir hafta sonra gönderdiğim kitaplar adresime iade edildi, üzerinde, "Adres Bilinmiyor" diye yazılmış halde.

Günah onların boynuna gerçekten gönderdiğim kitaplar Diyarbakır’a gidip dönmüş müydü? Yoksa postanede bir müddet bekletilip geri mi getirilmişti bilmiyorum.

Selim’in Hikayesi

Diyarbakır'ın Çınar ilçesinin Uzgider (Dirêjık) köyündendir Selim.. Köylerine çok yakın komşu Caferık köyünde Tasihe adındaki kızı sever.. Kızın anne ve babası kızı kendisine vereceği sözünü verirler, ama daha sonra vazgeçip vermezler.. Mardinin Derik İlçesine bağlı Bûxûr köyüne gelin verirler.

Aradan bir süre geçince içinde kaynayan sevda volkanına daha fazla direnemez Selim..  sevdigi kızı görmek için o köye gider.. bu sevdadan haberi olan Tasihenin eşi ve akrabaları tarafindan komalık edilinceye kadar dayak atılır.

Bu olaydan sonra Selim köyüne döner, bu kez de kendi akrabalari tarafindan azarlanir.. günlerce evden çıkmaz ve içine kapanir.

Bu arada sevdiği kadın bir kız çocuğu dünyaya getirir ve  çocuğa, "Dilmayîn" (Gönül Koydum) adını verir.

Sonra Diyarbakır'ın sokak ve caddelerini mekan tutar Selim.. Aile ve akrabaları her seferinde alıp köye götürürler ama o her defasında agaçlarında, tepesinde , taşında bir anısının bulunduğu bu köyde duramaz, vurur kendini şehrin kör karanlığına,  bir heykel gibi kavuşamamanın sembolü olur adeta.

Selim, sevdanın inatçı gücü ile kahpeliğe meydan okurcasına dimdik yürüdü ve diz çökmeden ayakta ölmesini bildi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Gülmüş Arşivi