Şevi Engin yazdı: Çelişkisizlik

Duygusal sağlığımızın geliştirilmesi, çocukluk dönemimizde merakımızı, öfkemizi, sevincimizi ve diğer tüm insani duyguları serbestçe yaşama izniyle başlar. Ancak, bu duyguları bastırdığımızda veya bastırıldığında, ilişkilerimizde derin bağlar kuramayabiliriz. Bu durumda, kişinin özgün benliği ile bağlantı kurma arasında bir çatışma yaşanır ve bu durumda insanlar genellikle özgünlüklerini bastırır. Özgün kimlikleri için sevilmediklerinde, başkalarının onları beğenmesi için aşırı çaba sarf edebilirler. Beğenilmek isteniyorsa, kimseyi hayal kırıklığına uğratmamak, herkesi memnun etmeye çalışmak, her şeyi üstlenmek ve diğer insanların hislerinden sorumlu olmak gibi davranışlar sergileyebilirler. Ancak, bu şekilde davranarak aslında kendi benliklerini kaybederler. Kendim olmak adına kendi mücadelesinden vazgeçerler.

Paradoks, yüzeyde mantıklı gibi görünen bir ifade veya ifadeler topluluğunun gerçekte çelişkili veya sezgiye karşı bir sonuç oluşturmasıdır. Genellikle, görünüşteki çelişkili sonuçların altında yatan çelişkili unsurlar vardır.

Paradoksal olarak, mutlu olmayı arzularken, sürekli üzücü düşüncelere kapılırız. Umursamıyormuş gibi davranırken, derinlerde aslında fazla umursarız. İlgiye ihtiyaç duyarken, bunu kabul etmekte zorlanırız ve genellikle reddederiz. Kendimizi gerçekten sevmeye başladığımızda, dönüştüğümüz kişiyi severiz. İnsanları iyileştirmeye çalışırken, kendi kalbimizi kırarız. İçimizdeki hisleri dinlemekten hoşlansak da, genellikle onları ifade etmekten kaçınıyoruz. Bu durumda, yaşadığımız çelişkilerin farkındayız ve tüm bunlar bizim kimliğimizi belirler.

Memnun etme isteği de buradan gelir. Yani başkalarını memnun etmeye çalışırken etik değerlerimizden kişiliğimizden tamamen uzaklaşırız. Yağmur nereye yağarsa şemsiyeyi oraya tuttuğumuz için karakterimiz zedelenir ve net bir kişilik oluşturamayız. Bu da kendi içimizde büyük bir karmaşaya sebep olur ve bu noktada da kendimizle çatışmaya başlarız. Umursadığımız çoğu şeyin umurunda bile olmadığımız kanısına varırsak aslında bir çizgimiz olabilir. Fakat zorlanıyoruz. Bunun asıl sebebi de başta belirttiğim geçmişten gelen travmalar. Bu travmaların kökenine inersek güzel bir çözüm bulabilir kendi hayatımıza odaklanabiliriz.

Duygusal sağlığın geliştirilmesi, bu içsel çatışmaları anlamak ve kabul etmekle başlar. Kendi duygularımızı tanımak ve ifade etmek, sağlıklı ilişkiler kurmamıza ve özgün kimliğimizi korumamıza yardımcı olabilir. Bir gün, yorulmadan aradığımız o sevginin içimizde olduğunu derin bir farkındalıkla keşfedecek ve kendi kimliğimizi bulmamızda bize rehberlik edecektir. Bunu keşfettiğimizde başkalarının dışsal onayına veya sevgisine olan ihtiyacımız azalacak ve başkalarıyla ilişkiler kurarken, çelişkisizlik bize güç ve içsel huzur sağlayacaktır. Gerçek sevginin özünü keşfettiğinde, doğru kişi bizi, bizim onları seçtiğimiz kadar derinden seçecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şevi Engin Arşivi