Narin’in çocuk bedeni toprakla buluştu.

Aramalardaki muammalar son bulacaktı, Narin’in katil(leri) bulunacak yüreğimize su serpilecekti.

Amca tutukluydu, sonra gömen de, saklayan da tutuklandı.

Sonra 22 kişi daha gözaltına alındı. Sorgulanmaya başlandı. Hepsi ayrı ayrı yerlerde 3 ayrı savcı tarafından ifadeleri alındı.

Sonra malum anne, ağabey, amca, yakınlar vesair 8 kişi daha tutuklandı.

Anne Yüksel Güran ile ağabeyi Enes Güran’ın tutuklama gerekçeleri belli oldu. Savcılık, anne ve oğlunu ''çocuğu kasten öldürmeye iştirak'' suçundan tutuklamaya sevk ederken, hakimlik tutuklamayı ''çocuğu kasten öldürmek'' suçundan yaptı. Hakimlik, anne ve oğlunun, ''Çocuğu kasten öldürmek atılı suçuna yönelik kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren dosyadaki mevcut delil durumu ve şüphelilerin aşamalarda verdikleri beyanlardaki çelişkiler'' nedeniyle tutuklanmasına karar verdi.

Hiç biri ama hiç biri cinayeti işlediğini, kabul etmiyor.

Peki, Narin’i kim öldürdü?

Orası tam bir muamma.

Toplamda 10 kişi tutuklanmış ama ölüm sebebi ve kimin cinayeti işlediğini hala bilmiyoruz.

İfadelerin tümü çelişkili.

Ama şöyle bir gerçek ortaya çıkıyor: Aynı zamanda köyün muhtarı olan amca Salim Güran'ın herkese saat 17:40 sıralarında Narin'in görüldüğünü olaya şahit olan duyan herkesten istiyor.

Minik bir çocuk neye şahit olup öldürüldü de; hepiniz böylesine organize bir şekilde adaleti yanıltma yoluna gittiniz, katil(ler)i korumaya karar verdiniz?

Bu cinayetin tek suçlusu işleyen(ler) değil, üstünü örtmeye çalışan herkestir.

‘Narin’i kim ve nasıl öldürdü?’ sorusuna adalet ve soruşturma mekanizması bu kadar günde bir cevap bulamamışsa vay bu ülkenin haline.