Mesut Çokur yazdı: Hayat Sevimce Güzel 4

Kalabalığın içinde yaşamaya çalışan bir insandım. Bilinmezliğe yürüyüp hayale daldım. Bu yerde bir tek sana inandım. Derdini haykırıyordu gözlerin. Seni ancak dertli biri anlardı. İsyanları giyip kuşandığım dolabımın boy aynasıydın sen. Yorgun savaşçıların güçlenerek çıktığı bir kervandı suretin. Seninle salınıp konuşurken gözlerimi kapardım. Bir tek senin yanında evimde gibi rahattım. Sen benim gençliğimdin ve böyle paramparça olmamalıydı güzel yüreğin. Ben senin yaşındayken diye başlayan cümlelere maruz bırakacağım seni, nereye böyle? Dünyayı yerinden sökecek zamanda yaş dökecek diyorsun gözlerine, kabul etmiyorum. Ben senin on küsur yıl sonraki halinim. Daha çok var oralara. Sezenler, Nazanlar ve Tülaylar senden bahsediyor her fırsatta. Sezen gitme diyor inadına, gideceğini biliyormuş gibi. Nazan'da bir resmin bende de hayalin var ama yüzümüze bakmıyor. Tülay, uğruna savaş vermediysen diyor ama belki de dostun savaşmayı bilmiyor!? Neyime darıldın dostum? Ben unutmadım sana dair hiçbir şeyi. Okuduğunu unutmazdın yaşadığın ise gitmezdi gözlerinin önünden. Bazen iç çekip yazardın yakınındaki müsveddelere. Ama ille de yaşadıklarındı kaleme aldıkların. Günebakanla uyanırdı narin bedenin. Ne allığın vardı ne de rujun. Kırmızı renkte de diğer herşeyin gibi cömert davranmıştı El-Ganiyy. Koku da sürmezdin. Ambere koku ne gerek? Şaşkın ve dalgındın mütemadiyen. Sen etrafındakileri fark edene kadar ben hayranın olup kalırdım. Kağıt ve kalem kullanmadan da nakşediyordun sözlerini yüreğime. Dedim ya! Konuşarak anlaşamayan insanların ülkesinde gözlerle anlaşıyorduk biz. Senden gelen fiske nişandır ömrüme. Dosttan gelene kırılır mı gönül? Sende hiç kusur olur muydu? Kadı kızından ileri gelirdi hepsi. Ölülere dirilerden daha çok çiçek verdiğimizden hikmeti sır kaldı çiçek bahçesinin. Belki de ölüler değerini dirilerden daha çok anladı. Gül güzeli yüreğinde hiç kusur olur muydu dostun? Kalabalıklar içinde yok gibi varolmak, hissedilmiyormuş gibi yaşamak maharetlerin en mükemmeliydi. Biz sana bakarken sen bizi görmüyor gibiydin ama kurşun gibi bakışlarınla yüreklere nakış işlemeyi istememendi nedeni. Bunu geç anladık. Kötü hadiselere yuva olmuş kalbime bir çentik de dostum için atılmaz mıydı? Sol yanıma dostun gözünden hedef alınmış yorgun bir mermi saklamak hatıraların en mükemmeli sayılmaz mıydı? Dosttan gelince acılar bal olmaz mıydı? Sabahın henüz 6'sı. Uyanmak için çok erken ama hayat akıyor. 7'de durağında 7:30'da ayaktasın. Saat 10 gibi birşeyler atıştırma telaşında olacaksın. Sana dair sözleri barındıran gazeten eline ulaşacak. Chopin'e, Bach'a ve Mozart'a biraz ara verip bir Zeki Müren klasiği aç. Ah bu şarkıların gözü kör olsun desin. Bir eline çikolatanı diğerine gazeteni al ve dalıp dalıp oku. Zil çalana kadar çikolatan da biter yazdıklarım da. Yazı için aç bıraktın kendini. Saat 1 gibi öğle yemeğini ye. Yemekten sonra ne yazmıştı bu hayırsız diye yine oku. Bu sefer gazetenin yanına plastik bardakta çayını da al. Çay tek başına gitmez deyip bir de yakın arkadaşından bir dal sigara iste. Eline de ağzına da yakışmaz, bilirim. Bir seferden birşey olmaz deyip öksüre öksüre iç. İçine çekme ama. Sigaradan daha fazla öksürtüyorsun sen beni o başka. Pasif davranışlarıma iç. Bir kere de sen pasif içici diye anıl. Gazeteyi katlayıp çantana at. Korkma, kimse okuduğunu görmemiştir. Benden geldiğini de anlamamıştır. Sen bile zor görüyorsun. Olsun be! Değerini değil niyetimi bil diye yazdım ben bu satırları. Değerini anlatmaya satırlar yeter mi sanıyorsun? Uçmak isteyenlerin kanatçısıydım ben. Şimdi kanatçının kolu kanadı kırıldı. Görmek bile ilaç sayılır utangaç cismini. İnadını kır da gel. Şifa ol yaralarıma. Bu kez geçmesin dost kervanı, fani ömrümun ruhu revanı. Kem gözler mesnetsiz sözler girdi aramıza. Yanlış anlaşılmanın kurbanı oldum. Sen beni bil de varsın herkesin sırtına komşu olsun yüzüm. Senin yüzün bu dünyada görebileceğim tüm güzelliklere bedel, bilmez misin can? Bunlara mazhar olunca varlığın kıskandım her zerreni. Seni herkes görmemeliydi. Refakat için feragat etmeliydi kişi en sevdiği yanından. Yalnız bırakma beni, kendini ve yaşanacak onca şeyi. Bir adım at bana doğru. Hatta, adımına niyetini belli et. Sırtımda, bıçakların yamacında bir kişilik yer var halâ. Sana ayrılan. Senin varlığın değil yokluğun yük olur bana. Fizik kurallarına bile kafa tutuyorsun canan. Arkadaşlık akdini sonlandırdım dediğim günü hatırla. Anlam vermeyip üzüldüğünü, "ne oldu" diye hesap sorduğunu. Sana "arkadaşlık bitti, çünkü artık dostuz" derken ki mutluluğunu ben unutamıyorum. Hayat er ya da geç yanındakilerle yetinmeyi öğretiyor. Bazen güzellikle bazen de zoraki. Gerçekle yüzleşmek için kötü şeyleri yaşamayı bekleme nolur. Gördüğünü sandıkların göremediğin birini beklemendendir belki de arkadaş. Varlığının istifade bekçisiyim ben. Gülümsemeni çimdik ölçüsünde hayallerime ekiyorum. Ben dostumu gözümün gördüğü çoğu şeyden daha çok seviyorum. Hayaldir biter, akıldır unutur. Öyle bir dahil ol ki hayatıma seni unutmaya fırsatım olmasın. Ömürdür sona erer, yaz biter kış gelir. Yine bağlanır yollar. Sensiz dünya malını neyleyim dostum? SON

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut Çokur Arşivi