Pazar günü akşam saatlerinde Diyarbakır otobüs firmasının sebep olduğu kazada 10 kişi hayatını kaybederken, 39 kişi yaralandı.

Yolcu otobüsünün yağışlı havada kayarak devrilip karşı şeride geçmesiyle otomobil, pikap, bir de kamyon olmak üzere üç araca çarpması sonucu zincirleme kaza meydana geliyor.

Görüntülere yansıyan durum tam bir facianın yaşandığını gözler önüne seriyor.

Kaza yapan otobüsün muavininin kazadan sonra, ’Bir aracı solladık ve direksiyon hakimiyetini kaybettik’ diyor…

…

Bu tür kazalar sadece Diyarbakır firmalarının başına gelmiyor, ülke genelinde benzer birçok kaza yaşandı, yaşanmaya devam ediyor.

Bu yılın başında meydana aynı güzergahtaki farklı mevkideki diğer bir kazada ise 9 kişi hayatını kaybetti, 30 kişi yaralandı.

Kazaların yüzde 90’ı şoförlerden kaynaklı; genel kanı bu.

Tecrübesizlik, aşırı hız ve hatalı kullanım öne çıkıyor.

…

Bakın uzmanı bu konuda ne diyor: “Bir kere hız sınırlayıcılar devre dışı bırakıldı. 1 Ocak itibarıyla şehirlerarası otobüslerde zorunlu hale gelen araç takip sisteminin beklenen yararı gösterebilmesi için araç üzerindeki bütün elektronik güvenlik sistemlerinin, hız sınırlayıcılar dahil çalışması lazım. Buradaki temel sebep risklerin yönetilmemiş olması. Bunların arasında otobüslerin hızları var. Otobüslerde ve kamyonlarda hız sınırlayıcılar var, bunlar otobüsler için 100'e ayarlı fakat ne yazık ki bunlar hep iptal ediliyor ve bu denetlenmiyor. Sürücülerin çalışma süresi var, takografla bu denetleniyor fakat burada çeşitli sabunlamalar yapılabiliyor.”

Bu bir, ilk muhataplar yani şoförler ne diyor ona bakalım:

Aşırı hızdan ve dikkatsizlikten dolayı bu olaylar yaşanıyor. Şoförler yeteri kadar eğitim alamıyor, çoğu tecrübesiz

Kazalar yoldan ve yağıştan kaynaklanıyor. Şoförlerden dolayı değil, yazın bu kazalar olmuyor…

Trafik kazalarının nedeni şoförün yetişmemesi, tecrübesizlik. Bir de kış şartlarına göre araçların kullanılmaması. Yol ve hava şartlarına göre kullanıma dikkat edilmeli.

…

Herkes kendi baktığı yerden haklı sebep üretiyor. Ancak şöyle bir öngörü de yok değil: Türkiye’de insan hayatı maalesef ama maalesef çok ucuz!