Muharrem Fiğançiçek

Muharrem Fiğançiçek

Muharrem Fiğançiçek yazdı: Kişisel gelişim ve yaşam koçluğu mu dediniz! 1

Modern zamanda insanların yaşam alışkanlıklarından çalışma şartlarına kadar her alan baştan sona değişti.

Pür dikkat(siz) adeta koyun sürüsü gibi bir toplum gelişti.

Nasıl bir toplum bu?

Sabahtan akşama çalışan, kazandığını sözde yeni akımlara göre yaşamaya başladılar.

Bu alışkanlıklara göre yeni meslekler, iş alanları gelişti.

Örneğin sözde evde yemek yapmaya vakit bulamayan ebeveynler, çocuklarını kreşlerde büyütüp, getir-götür hazır yemeklerle besleniyorlar. Mutlaka ama mutlaka meşhur zincir kafelerde kahve üst kimliği üzerinden selfilerle bu mutlu yaşamlarını taçlandırıyorlar.

Aslında o kadar mutsuzlar ki bu mutsuzluklarını kişisel gelişim ve yaşam koçlarıyla gideriyorlar.

Tüm eleştirileri iyice derleyip toparlayan Rabia Mine, gök kuşağına çaput bağlayıp dilek tutan enayilerin dikkatine sunduğu ve aforizmalardan yola çıkarak konuyu en ince ayrıntılarına kadar irdelediği bir yazısını sizlerin dikkatine sunuyorum; Buyrun:

Kişisel gelişim ve yaşam koçluğu tezgâhının kirli karanlık gerçeği

Bu yazımda 21'inci Yüzyıl'ın çaresiz insanını, sanki "kurtarıyormuş" gibi gözükürken dibe çekip; olduğundan daha cahil, mutsuz ve özgüvensiz hale getiren "kişisel gelişim" teranesinden ve o teranenin, "yaşam koçu" adı verilen boş beleş teranecilerinden bahsedeceğim.

Kişisel gelişim, doğduğumuz andan başlayan bir süreçler bütünüdür.

İnsanın kişiliği uzun soluklu okumaların, biriktirdiği bilgilerin, edindiği tecrübelerin, emek harcayarak elde ettiği başarıların, ders çıkardığı başarısızlıkların, olgunlaştığı kayıpların, hak ettiği kazanımların, lâyık olduğu ödüllerin ve cezaların, acıların, yoklukların, hataların, sevinçlerin, mutlulukların ve diğer insan hallerinin oluşturduğu "yaşama harmanının" zamana yayılarak özümsenmesi ile gelişir.

Kendini geliştirmek için hiçbir çaba göstermeden ve risk almadan ot gibi yaşamış; kitap okumadan ya da kendini başka kadim kaynaklarla olgunlaştırmadan, dolayısıyla da yaşamı ve yaşadıklarını doğru algılayıp zihninde yerli yerine oturtamadan büyümüş; yahut da hayatın kendini geliştirme fırsatları sunmadığı arayış içindeki insanların kafalarına, kifayetsiz muhteris yaşam koçları tarafından sokuşturulan bomboş "kişisel gelişim" söylemleriyle ancak bencil bir vahşi kapitalist ya da koskocaman bir hayal kırıklığı olunur.

Bu noktada bir parantez açarak, sıklıkla kullandığım "kifayetsiz muhteris" ifadesini tam anlamıyla açıklamak istiyorum. Bu kavram çok iyi algılanmalıdır; çünkü yurdum insanının genelini, bundan daha doğru tanımlayan başka bir ifade yoktur.

"Kifayet", Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde "yeterli miktarda olma, kâfi gelme, bir işi yapabilecek yeteneğe sahip bulunma, yeterlilik, liyakat" şeklinde tanımlanmakta; "muhteris" sözcüğü için ise, "aç gözlü, hırslı, kanaat etmeyen kişi" ifadeleri kullanılmaktadır.

"Kifayetsiz muhteris" de bu bağlamda, "bir işi yapabilmek için gereken yeterliliği, yeteneği, donanımı, liyâkati bulunmadığı halde o işin kendisinin olması ya da o işle anılmak için hiçbir etik, erdem, hak, hukuk sınırı tanımayan açgözlü kişi" demektir.

Bu kısa parantez bilgiyi konumuza bağlayacak olursak; hiçbir ciddî akademik eğitimleri, altyapıları ve bilgi birikimleri bulunmadan aldıkları üç-beş uyduruk seminerle kendilerine "yaşam koçu" payesi vererek ortalığa düşüp, insanlara "nasıl düşünmeleri ve yaşamaları gerektiğini" dikte etme cüretine yeltenen kifayetsiz muhterisler, dünyanın her yerindeki niteliksiz ya da talihsiz insan yığınlarını, başarıya ve mutluluğa kavuşturmak ayağına söğüşlemek için gözlerine kestirmiş olan, "asrın dolandırıcılarıdır."

Oysaki onlar gibi başarılı olmak için yaşam koçlarına koşan kişilerin imrendiği sanatçıların, yazarların; düşünce, bilim, eğitim ya da iş insanlarının hiçbiri, herhangi bir kişisel gelişim tezgâhından geçmemiştir. Halihazırdakiler de bundan sonrakiler de böylesi bir dangalaklığa yeltenmeyeceklerdir.

Birazcık farkındalığı olan insanlar, kişisel gelişim soytarılığına "dolandırıcılık"; bu soytarılığı, "kestirmeden aşkınlaşma ve başarıya ulaşma yolu" gibi pazarlayarak türlü ucuz çıkarlar ve popülariteler elde eden sözde kişisel gelişimcilere de "dolandırıcı" gözüyle bakarlar.

Eskilerin, "Bir insana olmadan oldun demek, onu olacağından da ettirir," diye bir sözü vardır. İşte "yaşam kıçı" demenin çok daha doğru olduğu bu dümbelekler, özünde insanlara bu büyük kötülüğü yaparlar. Devam edecek

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muharrem Fiğançiçek Arşivi