Genel itibariyle gençlerin dinden ve toplumsal değerlerden soğuduğu ile ilgili bir görüş hakim.

Buradaki önemli detay dinden kopuş yaşayan kişilerin dini bilgisinin zayıf ya da dini iyi bilseler bile yeni yorumları öğrenmedikleri için yine çağ dışı buluyor olmaları.

Dolayısıyla büyük çoğunluğun zaten dini çok bilmeyen ve hayatta çok önemsemeyen kişiler olarak nitelenmesi.

Bu ne kadar doğru?

Ancak bunda unutulan bir ayrıntı sosyal medya üzerinden insanların birçok bilgiye ulaşma şanslarının oluşu.

Sosyal medya üzerinden ulaşılan bilgilerin de derinlemesine anlaşılmadan olduğu gibi kabul edilmesi; bilginin taranmaması, analiz edilmemesi gibi bir sorun söz konusu.

Hal böyle olunca toplumsal değerler de deforme oluyor.

Günlük hayatta karşılaşılan bir çok sorunun temelinde din anlayışının yattığı görüşü.

Hâlbuki mesele tam olarak böyle değil. Üstten bakış, anlayamama ya da yeteri kadar doğru kaynaklara ulaşamama sorunları gençlerdeki düşünce mecrasının hızla değişmesine sebeb olduğu gibi; mevcut tüm insani, toplumsal, ekonomik sorunların kaynağının din olarak görülmesi gibi bir yanılgıya neden oluyor.

Örneğin bir tarikat liderinin kendisi ya da çocuğu ile ilgili aldığı kişisel bir karar tüm dine mal edilebiliyor.

Ya da kendine Müslüman diyen bir yöneticinin rüşvet ve benzeri bir suça bulaşması, siyaseten aldığı bir kararın sebebinin din olarak gözükmesi toplumda dinin yanlışı olarak karşılık görmesi gibi.

Kendini muhafazakar/mütedeyyin olarak niteleyen liyakatsiz bir yöneticinin görevi kabul edişi, görevi boyunca yaptığı tüm yanlışlar direkte din ile ilişkilendiriliyor olması haklı olarak toplumda olumsuz bir karşılık buluyor.

Halbuki kendini ister dini ister ideolojik bir fikir üzerinden anlamlandıran insanların yaptıkları hataları doğrudan bağlı olduğu anlayışla değerlendirmek en büyük yanlış.

“Bir insanın öldürülmesi, tüm insanlığın öldürülmesidir” diyen anlayıştaki ince düşünceyi her insan, yönetici farklı şartlarda doğru okuyamıyor olabilir.

Ya da “faizin haram” kılınması bir Müslüman için ne kadar doğrusal bir temele oturtuluyorsa, ideolojik yaklaşan biri için de farklı bir yaklaşımla yanlış bulunabiliyor.

Buradaki asıl sorun topluma mal olmuş ve kendilerini ister din ister ideolojik bir yaklaşımla anlamlandıran insanların yaptıklarının bireysel/çıkarcı yaklaşım olduğunu unutuyoruz.

Diğer bazı hassas konulara girmeden; dinden soğuma, toplumsal değerlerden uzaklaşmaya neden olan yaklaşımların nedenini yöneticilerin ve toplumsal liderlerin kendi kişisel yaklaşımı olarak değerlendirmek bu aşamada akla yatkın olarak en azından ben görüyorum.