Kış karamsarlığı mı bilemedim. Sadece bende değil toplumsal bir depresiflik var.

Bunun sebebi büyük deprem ve yakın coğrafyamızda yaşanan savaşların ve yanlışların yol açtığı ekonomik belirsizlik.

Suriye’deki durum kısmen durulurken, İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı zulmü aşan saldırıları, kuzeyimizde Rus-Ukranya savaşındaki belirsiz durum ve 11 ili etkileyen büyük bir depremin yaralarını sarma sürecinde oluşan buhran havası en çok da toplumun yoksul kesimini etkiliyor.

Büyük felaket ve toplamda içeriye etki eden dış etkenlerin ekonomik belirsizliği körüklediği bu durum ne kadar sürecek, nereye varacak?

Elbet bir yerde duracak ancak nasıl bir noktada ve kimin lehine ya da aleyhine olacağı belirsiz bir durum var ortada.

…

Dünya savaşlarında yaşanan toplumsal travmalara benzer durumları kendi ülkemizde son 7-8 yıldır yaşıyoruz.

Sorun, sorun, sorun…

Nereye varacak, ne kadar sürecek bilmiyoruz.

Ama her şeye rağmen direnen, mücadele eden bir halkın varlığı tek ümidim.

Romantik bir hayalperestlik sayarsınız belki ama en azından bölgemizde bu var.

Eskiye oranla kısıtlı olsa da dost, akraba arasındaki dayanışma ile bu durum daha az hasarla atlatılmaya çalışılıyor.

Yılmadan, karamsarlığa kapılmadan gerekli yerlere ders vererek yolumuza devam etmeliyiz.

***

Dün yaşanan bir olay ülke gündemini tamamen değiştirdi.

Ankaragücü-Rizespor maçının bitiş düdüğü ile birlikte sahaya inen Ankaragücü Kulüp başkanı ile avanelerinin hakeme yaptığı saldırı bir anda ülke gündemine oturdu.

Eski Ak Parti milletvekili saatler sonra yanındaki 2 kişi ile beraber cezaevine atıldı, lig maçları ertelendi, ülkenin dört bir yanından hakemler Ankara’ya gitti. Büyük ihtimalle Ankaragücü TFF’den görülmemiş bir ceza alacak.

Keşke ülkede yapılan tüm haksızlıklar böylesi bir toplumsal tepki ile karşılık bulsa ve adalet bu kadar çabuk işlese.