Yûsif Bedirxan

Yûsif Bedirxan

Yûsif BEDİRXAN Yazdı: Sırıtan iyiliğe dair…

Yûsif BEDİRXAN

[email protected]

Haber genelde şu şekilde verilir: Falankes, ihtiyaç sahibi aileleri ve çocukları sevindirdi.

Devam eder haber: Maddi imkânları elverişli olmayan ailelere/vatandaşlara vesair desteğinde bulunuldu, dertleriyle dertlenildi…

Sonra günün anlam ve önemine uygun samimiyetten uzak kısa bir konuşma…

Dileyen istediğini kullansın diye birkaç fotoğraf ile birlikte servis edilir haber.

Alışmışız anormal olanın sıradanlaşmasına.

Fotoğraf enteresandır, bazı işaretler, mesajlar da verir.

Elitle, ona muhtaç hale getirilenin farkını göstermelidir fotoğraf.

Erkek, pahalı mekan müdavimlerinin modern zengin konseptine uygun hepsi de marka olan sükseli saati, ayakkabısı, katlığı vs…

Kadın, ipek, olmadı saten gömlek, abiye, tevazuyu gösteren hafif öne eğilmiş vücut, altınlar gözükecek şekilde mevzilenen kollar, ne kadar bastırmaya çalışsa da üstten bir bakış.

Sıra ihtiyaç sahibi vatandaşın konumlanmasına gelmiştir fotoğraf karesinde.

O/nlar diğerlerinin aksine (elitlerin önünde şükranla el pençe divana dizilme mecburiyeti dışında) doğaldır. Utangaç, yorgun gözlerle deklanşöre denk düşen yoksullukla varsıllığın konumlanmasına uygun duran hiyerarşi.

İnanın abartmıyorum, açığa vermemek adına eksik kalıyor kelimeler!

Doğrusu ne peki?

Peygamberin o eşsiz feraseti: Bir elinin verdiğini öbür elin görmemesi.

Aynı pencereden bakan Blaise Pascal da aynı şeyi der aslında: İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız, ondan hiç söz etmeyin.

Bir yoksula, muhtaca yaptığınızı, en yakınlarınız dahi bilmemeli der insani anlayış.

Zira bu çeşit yardımlar dini ya da sosyal bir ödev olarak yerine getiriyorsunuz diyelim ve niyet yaraya merhem olmaksa; böyle gerçekleştirilmemeli hayır hasenat işleri...

Yukarıdan birileri olsanız da ve gerçekten yaraya merhem olmaksa amacınız; bu gibi özel servis edilen yardım haberleriyle ancak “herkes görsün, duysun, övsün” mantığı siz iste(me)seniz de ön plana çıkar.

Ve hepsinden önemlisi o muhtaç insanları karşınızda el pençe divan bekletip, size hizmet edecek olan fotoğraf karelerinde yüce iyiliğinizle (!) resmederek, rencide edercesine sunmanın hayrı; daha o haber hazırlanırken, şerre dönüşmüştür artık.

Feraset dersiniz, anlayış dersiniz…

Adını ne koyarsanız koyun amaç, niyetin önünde sırıtıyorsa yaptığınızın bir anlamı kalmaz.

Ha yine de duyurmak ya da farkındalık yaratmaksa amacınız, öncelikle resimsiz şekilde “…Projesi kapsamında toplanan yardımlar falanca kurum üzerinden ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı” şeklinde servis edebilirsiniz haber(ler)inizi.

Uzatmayalım, anlayan anladı, noktayı koyalım: Allah, hak yolunda iyilik yapanların makamını daim kılsın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yûsif Bedirxan Arşivi