Yûsif Bedirxan
Yusif Bedîrxan Yazdı: Şeyh Said’in mezarı nerede?
13 Şubat 2022 Pazar günü Şeyh Said ve Arkadaşları Derneği Başkanı Mehmet Kasım Fırat, gelen Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması talebiyle bu hafta bir girişim başlatılacağını duyurdu.
Diyarbakır Barosu da önceki gün Şeyh Said’in mezar yeri ile ilgili girişimler ile ilgili olarak Dernek üye ve yöneticileriyle bir görüşme gerçekleştirdi.
Baro dün yine Şeyh Said’in aile bireyleri ve Dernek yöneticileriyle bir basın açıklaması gerçekleştirerek, İçişleri Bakanlığına başvuru yapacaklarını açıkladı.
Baro Başkanı Nahit Eren, İçişleri Bakanlığı’nın bir ay içerisinde cevap vermemesi durumunda dava açacaklarını belirterek, “Hakikatleri bilme ve ailelerin kendi naaşlarını teslim alma hakkı var. Bugün ilk adımları bizler attık. Ama biliyoruz ki birçok sivil toplum kurumu ve kişi bu davanın takipçisi olacaktır” dedi.
Eren’in vurgu yaptığı bir noktada yüzleşme vurgusuydu ve bunun somut karşılığının mezar yerinin belirlenmesi olabileceği yönündeydi.
Peki, Şeyh Said ve arkadaşlarının mezarı nerede?
Dönemin İstiklal Mahkemesi Savcısı Ahmet Süreyya, 25 Temmuz 1957’de Dünya gazetesine verdiği mülakatta vasiyetinin, kişisel eşyalarının ve bir miktar parasını kendisine teslim ettiğini, kendisinin de İçişleri Bakanlığına ilettiğini yazıyor.
Fakat ne emniyet kayıtlarında ne de jandarmanın arşivinde Şeyh Said’in kişisel eşyalarına ait bir belgenin olmadığı, mirasçılarına yetkililer tarafından 2009’da belirtilmiş.
Şeyh Said’in mezarının nerede olduğuna dair henüz resmi bir açıklama da yapılmış değil. Şeyh Said'in Mezar yeri nerede hala bilinmiyor ve hatta kişisel eşyaları dahi ailesine teslim edilmedi; ancak halk arasında rivayetler var. Şeyh Said’in torunlarından Diyadin Fırat, Şeyh Said ve arkadaşlarının idam edildikten sonra Dağkapı civarındaki eski Yenişehir Sineması (şimdi özel bir hastane olan yer) ve askeri gazino arasında bir mevkide olabileceğini söylemişti.
Daha sonraki yıllarda bu mevkiye askeri lojmanların yapılmış olması mezar yerinin neresi olduğunun belirlenmesini de zorlaştırıyor.
Mezar yerlerinin açıklanmaması, gizlenmesi iktidarların, halk üzerinde yaratacağı etkiye binaen uyguladığı bir uygulama.
Ancak Baro ve Derneğin bu girişiminin yanılmıyorsam ilk kez direk Bakanlık üzerinden yapılması -ki Dönemin İstiklal Mahkemesi Savcısı Ahmet Süreyya’nın beyanları da Bakanlığı işaret ediyor- önemli. Süreci herkes merak ediyor.
Evet, yüzleşme demiştik değil mi; yüzleşmek için iyi bir fırsat!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.