Yûsif Bedirxan
Yusif Bedîrxan yazdı: Kentin suç haritasına tam müdahale
Foto: Arşiv
Vali Münir Karaloğlu’nun geçtiğimiz hafta kentteki suç artışlarıyla ilgili manidar çıkışını hatırlıyor olmalısınız.
Karaloğlu, kentte tefecilik, bahis ve organize suçlara ve suç çeteleri ile mücadeleye vurgu yaparak, “Diyarbakır’da hiç kimse, oluşturduğu çetelerle vatandaşın malını mülküne çökerek canına zarar vererek bir eylem yapamayacak. Onların biz karşısında olacağız. Devlet olarak, güvenlik birimlerimiz, kolluk birimlerimiz olarak karşılarında olacağız ”ifadelerini kullanmıştı.
Bu manidar çıkışın ardından; zaten fiili olarak yaklaşık 10 aydır kentte hissedilen emniyetin uygulamalarına biri bahis, diğeri organize suç çeteleri ile ilgili iki operasyon daha eklendi.
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan yasa dışı bahis operasyonunda 16 şüpheli gözaltına alındı.
Bir diğeri ise Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında yürütülen operasyondu.
6 ay süren teknik takip sonucu, kentte işadamı kimliğine bürünerek galericilik, arazi, ihale ve inşaat işleri gibi sektörlerde etkili olan, haksız kazanç elde etmek amacıyla kasten öldürme, yağma, tefecilik, rüşvet, 6136 SKM, İhaleye fesat karıştırma, kasten yaralama ve tehdit suçlarını işleyen “Koyunlar” isimli silahlı suç örgütüne yönelik operasyon düzenlendi ve 35 şüpheli gözaltına alındı.
Yeni Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın’ın göreve başladığı 2021 Temmuz ayından beri kentte kendini hissettiren uyuşturucu, yasadışı bahis, asayiş, trafik ve diğer suçlarla ilgili uygulamaları ve operasyonları dikkat çekiyor.
Son yapılan iki operasyonu da bu görev değişiminin yarattığı iç işleyişteki aktiflik çerçevesinde değerlendirmek lazım.
Vali Karaloğlu ve Emniyet Müdürü Aşkın; her ikisi de kendi alanlarında sorumluluk alarak –elini taşın altına koyarak- iyi işlere imza atmaya devam ediyor olması kentin bir bütün olarak olumlu değişimine katkı sunuyor.
Ancak geçen yazımda da dile getirdiğim bir konuyu tekrarlamakta fayda görüyorum.
Kentte güvenlik eksenli tedbirler artarak devam etse de; bu mücadelenin sadece bir ayağı.
Her ne kadar en önemli unsur olsa da tek başına güvenlik eksenli çalışmalarla bitirilemeyecek bu gibi can alıcı sorunların; toplumsal dinamikler dediğimiz basın, siyasi partiler, sivil toplum ve ekonomi ayağı eksik kalıyor.
Madem Diyarbakır ile ilgili algılar değiştirilmek isteniyor; içinde tüm dinamiklerin olduğu birliktelik sağlanmadan sonuca tam anlamıyla ulaşmak mümkün görünmüyor.
Buna itiraz edip dışında kalacak hiçbir yapı olmaz diye düşünüyorum.
Yeter ki niyetler halis olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.